19

83 9 4
                                    

  Birinin bana sarılmasına ya da onun sarılmasına o kadar ihtiyacım var ki... Onu okulda görünce içimde oluşan acı karışım... Nedir? Ona artık uzağım. Hiç ama hiç olmadığı kadar hemde. Acı yanım o oldu hep, acıyan ben... Artık nasıl alıştıysam geceye,umursamıyorum. Sorun değil artık göz yaşları. Okul da sorun değil, onun içindeki mutlu insanlarda... Ben hep onun gittiği yere gittim, hep ona yakın olmaya çalıştım. Kendim için ne yaptım deyince yine o gelir aklıma. Kendim için, onu istedim. Aklım fikrim oyken ben nasıl devam edeceğim ki.. Keşke seçebilme hakkım olsa. Hoş, yine onu seçerdim yaa. Bence en güzel o seviliyor. Ve bence güzel de severdi. 

  Amcamın evinde bizim çocuklarla birlikte ders çalışmaya gelmiş, uslu uslu oturuyordum. Neden bana bakıyor? Ona, onu unuttuğumu gösteremem. Onu unutmadım. Aynı arkadaş ortamında, benimle konuşmaya çalıştığı gerçeği, gerçek gibi değil. Yeniden arkadaş kalabileceğimizi söylerken, ciddi değil. Onu hala sevdiğimi biliyor. Bu ne şimdi? Ego tatmini falan mı?

-Bu ne demek?

-Seni özlüyorum İlkim.

  Kalbim... Lütfen yavaşla. 

-Yapma!

  Kaşlarını çattı ve bana daha fazla yaklaştı. Çocuklar bizimle ilgilenmiyordu bile. 

-Seni sevdiğimi biliyorsun.

  Ondan uzaklaştım. Benim kafamı neden sürekli karıştırıyordu ki.

-Ne saçmalıyorsun sen?

-Demek isteğim yeniden arkadaş olalım.

  Bilerek yaptığına adım gibi eminim. Bana neden eziyet ediyor ki?

-Dalga mı geçiyorsun?

-Ne?

-Lütfen dalga geçiyorum de.

  Ayağa kalktım. Sesimin titremesi beni rahatsız etti. Ne kadar çaresiz gözüküyorum kim bilir? O da benimle birlikte ayağa kalktı ve elimi tuttu.

-İyi misin?

  Hızla elimi çektim. Dayanamıyordum artık.

-Asıl sen iyi misin? Hatırlar mısın bilmem ama sana seni sevdiğimi hatta aşık olduğumu söyledim. Seni öptüm. Arkadaşlar Bartu... Arkadaşlar birbirlerini öpmez. Arkadaşlar birbirine aşık olmaz. En azından öyle bir şey olduktan sonra bir daha arkadaş kalmazlar. Senle her ne kadar eskisi gibi olmak istesem de, yapamam. Her ne kadar itiraf etmek istemesem de, ben... Ben hala seviyorum. 

-Biliyorum ama...

-Ama ne? Biliyorsan neden bana bunu yapıyorsun. 

-Bilmiyorum.

-Bu mu?

  Cevap vermedi. 

-Benden uzak dur!

  Arkamı döndüm gözümden düşün tek damla göz yaşını, elimin tersiyle sildim. Kapıdan çıkacağım sırada bağırmaya başladı.

-Gitme! Tamam mı? Gitme! Bu histen nefret ediyorum! Ne olduğunu bile bilmiyorum ama canımı yakıyor! Gitme!

  Arkamı döndüğümde, çocuklar bir Bartu'ya bir bana bakıyorlardı. Anlam veremiyorum.. Kesinlikle. Neden ağlıyor anlam veremiyorum.

-Anlamıyorum seni. Gerçekten anlamıyorum!

  Kafasını kaldırdı ve yaşlı gözleriyle, yaşlı gözlerime baktı. Ellerini saçlarından geçirdi, daha sonra ceplerine. Kahverengi gözleri yanıyordu sanki. Tıpkı kalbim gibi... 

-Seni istiyorum!

-Ne?

  Bana yaklaşmaya başladı ve tam önümde durdu.

-Mete diyorum... Bir daha çok yakın olmayın. Lütfen...

  Aklım beni terk etti galiba. Şu sıralar hiç yardımcı olmuyor. 

-Bundan sana ne!

  Gözlerini kaçırdı. Gözlerimi yumdum.

-Lütfen açık konuş Bartu.

   Gözlerimi açtığımda, gözlerime bakıyordu. 

-Sanırım sözcükler hiçbir zaman yardım etmeyecek bana. Hissettirmeme izin ver.

  Gözleri dudaklarıma kayınca yutkundum. Beni öpecek miydi yani? Şimdi mi? Hadi ama amcamın evindeyiz... Dudakları dudaklarıma değince, hepsi uçup gitti. Şuan çocuklar bizi izliyordu ve bu umrumda değildi. Çünkü dudakları... Onlar sıcaktı, onlar güzeldi. Ve sanırım artık benimdi. Gözlerimi kapattım ve ellerimi ensesine götürdüm. Onu nasıl özlediysem  , öyle karşılık verdim. Alt dudağımda işi bitince üst dudağıma yol aldı. Büyük bir açlıktı bu ama asla hızlanmadı. Elleri saçlarıma dolandı, Ellerim saçlarına. Neden bu kadar güzeldi? Neden bu kadar iyi hissettiriyordu? Ondan ayrıldım ve derin bir nefes aldım. Dudakları kızarmıştı ve ben gözlerimi alamıyordum. 

-İlkim...

  İsmimi fısıldadı, gözlerim gözlerine kayınca. Can konuşmaya başladı, çocuklar gülüyordu ama zerre umrumda değildi. Bartu hızla arkasını dönüp bağırdı.

-Kapayın çenenizi artık!

  Bir adım geri attım ve bana dönünce malum soruyu sordum.

-Arkadaştan ötesi mi yani?

  Başıyla onayladı beni. Güzel dudaklarını konuşmak için araladı.

-Ben sanırım hapsoldum.

  Güldüm.

-Pek de iyi hissettirmiyor dimi?

  Güldü.

-Hayır. Korkunç ama mükemmel.










Gerçeği Söyle BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin