Bizim evden çıktığımız zaman, daha saat üç buçuktu. Her zamanki gibi sahile gittik, ama bu sefer kayalıklara değil, çay bahçesine. Hava kapalıydı ve esiyordu. Haziran ayında olmamız bu durumu garip kılıyordu.
On dakikadır buradayız, sipariş vermiş, sipariş getirilmişti ve bizden hala çıt çıkmıyordu. Şu aralar ikimizde çok susar olmuştuk. Nedeni merak ediyordum, ama umursamadım. Bazen yaptığı en ufak hareket beni umutlandırıyor, ama o yine mükemmel dudakları ve mükemmel sesiyle her şeyi bitiriyordu.
Çayında bir yudum aldı ve bana bakmaya başladı. Soru sorarcasına kaşlarımı kaldırdığımda, omuz silkti ve yüzümü incelemeye devam etti. Gözlerimi ondan kaçırıp, etrafı taradım. Bir çocuk bana göz kırpınca, gözümü devirdim. Daha sonra Sarp olduğunu anlayıp, umursamadan Bartu'ya döndüm. Bartu, Sarp'a bakıyordu ve bu beni biraz korkuttu. Hızla bana döndü, burun delikleri genişlemişti. Bu demek oluyor ki sakinleştir onu İlkim! Gülümsedim... Onu tanıdığımı ve sorun olmadığı söyledim.
*****
Çay içmekten artık midem bulanıyordu, ama Bartu iki çay isteyince yine sesimi çıkartmadım. Sıkılmıştım, çünkü hiçbir şey konuşmuyor ve sadece çay içiyorduk. O da sıkıldığını belli edercesine iç çekti.
-Ee?
-Ne ee?
-Konuşacak bir şey bul Bartu.
-Peki... Birbirimize soru soralım o zaman.
- Harika! Sen başla.
-En sevdiğin renk?
-Hmm gri.
-Oha, benimde. Tamam sıra sende.
-En sevdiğin film?
-The Godfather.
Güldüm.
-Ne?
-Yok bir şey. Hadi sıra sende.
-Hayalindeki sevgili. dedi Bartu.
Yutkundum. Açıkçası gerçekten hayalimdeki sevgili tipini anlatabilirim, ama onu sevdiğimi anlayabilir. Yalan söyleyebilirim, ama yalan söyleyince gözüm seğiriyor.
-Görünüşü fark etmez, bana aşık olması da fark etmez... Sadece sevsin, sadık olsun, yanımda olsun ve beni güldürsün! Bu kadar...
-Değişik.
Başımla onayladım.
-Sıra sende.
-O zaman sende hayalindeki sevgiliyi anlat!
Gülümsedi ve ellerini masada birleştirdi.
-Aslında kendi olabilen biri...
-Zor!
-Yok aslında var birkaç tane.
-Mesela...
-Sen!
Güldüm, ben gülünce o da güldü. Yine umut yeşeriyordu içimde. Bunu mahvetmesine izin vermeyeceğim. Bu yüzden sustum.
*****
Yine durakta ayrılacaktık. Bir kere olsun beni evime bırakmasını isterdim, ama Bartu biraz... Ne birazı ya kendisi odundur, yani. Karşıya geçmem gerekiyordu. Bartu, Arda ile buluşacağı için benim karşıya geçmemi bekliyordu. Arabalar kırmızı ışıkta beklerken, Bartu ile vedalaştım. Yola adım attığımda, yanlış şeride girmiş bir motosiklet üzerime geliyordu. Birden çığlık atarken buldum kendimi!
Bartu kolumdan tutup, kendine doğru çekti beni. Ona sarıldım. Sonra motosiklet bir arabaya çarptı. Bartu beni, yakınımızda olan parka sürükledi. Bir banka oturup, daha demin olanları sindirmeye ve arkama bakmamaya çalışıyordum.
-İyi misin? dedi Bartu.
Başımı sallamakla yetindim, çünkü sanırım küçük dilimi yuttum. Bana bir daha sarıldı ve beni eve bırakacağını söyledi. Hadi bismillah.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeği Söyle Bana
Teen FictionHerkesin doğru olduğu bir zamanda tek biz mi yanlıştık? TÜM HAKLARI SAKLIDIR!