Haftalar sonra okul sırasında ellerimin arasındaki başımla kara kara düşünüyordum. Neyi mi? Bilmem. Sanırım artık gerçekten yaşamak istiyorum. Evet çoğu zaman sorunsuz bir hayat yaşıyorum. İyi bir aile, iyi arkadaşlar, iyi bir kuzenim var. Bir tek o yok ama pek de önemi kalmadı gibi. Çünki onu ne zaman görsem eskisinden daha imkansız geliyor. Başkalarına daha güzel gülüyor. Deniz' e aynı bakıyor. En acısıda beni yine görmüyor. Ama olsun. Ben onu hep sevdim ve sanırım hep de sevicem. Çok yada az, o hep geceleri yastığıma sarılıp uyuma sebebim.
Bu sene son senem. Çok çalışmam lazım. Kendim için... Bazı şeylere ara verip, çalışmalıyım. En azından bir süre. Çalışmasam bile bazı şeylere ara vermeliyim.
Zil çaldığında sonunda başımı kaldırdım ve su şişeme uzandım. Suyumun bittiğini görünce çantamdan para alıp, sınıftan çıktım. Sınıfın kapısında duran Deniz beni görünce arkamdan seslendi. Ne durdum, ne de cevap verdim. Umrumda değildi. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Çünkü artık herkes, her şeyi biliyordu. Bu demek oluyordu ki ''Selam ezik!''.
Sonunda bahçeye indiğimde, üstümdeki hırkanın kollarını elime topladım. Kantine doğru yürüyordum ama sanki çırılçıplakmışım gibi beni süzüyorlardı. Ya da ben öyle hissediyordum. Sonunda kantine ulaştığımda sıraya girip, beklemeye başladım. Arkama biri geçtiğini hissettiğimde, kendimi daha kötü hissettim. Çünki bu kokunun sahibi, beni acınacak biri yapmıştı.
-Bana sakız alır mısın?
Gerçekten bana bunu sormuşmuydu? Evet o buydu işte. Sesi ne kadar da masum çıkmıştı... Yüzüne bakmadan uzattığı parayı aldım ve ileriye bir adım daha attım.
-Bir su ve beş sakız..
Su ve sakızı aldığımda arkamı döndüm ama yoktu. Masaların birinde Ege, Arda ve Can ile oturuyordu. Bana gel der gibi elini salladı. Ben ne mi yaptım? Kendime verdiğim sözü tuttum.
Yan tarafımdan geçen dokuzuncu sınıf öğrencisinin omzuna dokundum ve ona sakızları ona götürüp götürmeyeceğini sordum. Gösterdiğim tarafa baktığında, memnun bir şekilde başıyla onayladı ve sakızları aldı. Bende sınıfa çıktım.
*****
Sınıftaki kızlar sahile ineceklermiş ve benide çağırdılar. Bende kabul ettim. Neden kabul ettiğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ama kafa dağıtmak lazım dimi.
Son zil çaldığında hepimiz sohbet ederek sahile gidiyorduk. Ve bu şimdiden iyi gelmişti. Daha iyi hissediyordum. Sahile geldiğimizde, kandırıldığımı anladım. Neden mi? Çünkü ilerde okuldan çocuklar ve o da vardı. Bana gülümseyince yanımda duran Zehra'ya baktım. O da gülümsüyordu. Ne güzel.
-Ben gelmicem ya siz gidin.
Dedim ve kimse bir şey demeden ilerlemeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama bunu umursamayacak kadar kırılmıştım. Uzak durması lazım. Uzak durmam ve kırılmamam... Dediği gibi yanlıştı. Dengesiz bir insanla ilgili hayal kurmak ve üzüleceğini bile bile ona koşmak... Yanlıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçeği Söyle Bana
Teen FictionHerkesin doğru olduğu bir zamanda tek biz mi yanlıştık? TÜM HAKLARI SAKLIDIR!