Uyandığında çok daha iyi hissediyordun. Tamamen temizdin ve giydirilmiştin. Çarşaflar değiştirilmiş ve yerdeki kıyafetler toplanmıştı. Aşağı kattan gelen sosis kokusu ile yataktan kalktın. Aşağı indiğinde Gaara bir şeyler pişiriyordu. Arkasından yaklaşıp sarıldın.
Yuki:Günaydın~
Gaara elindekileri bıraktı ve sana dönüp gülümseyerek sarıldı.
Gaara:Günaydın. Nasıl hissesiyorsun?
Yuki:Gayet iyi!
Gaara alnını öptü ve pişirdiği sosislere döndü.
Gaara:Sevindim.
Yaptığı sosislere baktın.
Yuki:...Bir dakika kapağını açsana.
Gaara:Neden? Pişirmeye başlayalı beş dakika oldu. Daha pişmemiştir.
Yuki:Sadece aç.
Gaara kapağı açtığında yanmış soaislere baktınız.
Gaara:Niye böyle oldu? Sen on dakika pişiriyorsun.
Yuki:Kısık ateşte on dakika. Eğer yüksek ateşte pişirirsen dışı yanar içi çiğ kalır.
İç çekti ve tüm sosisleri çöp poşetine boşaltı. Elini tuttun ve neşeli neşeli zıpladın.
Yuki:Üzülme! Biz de bu gün dışarıda kahvaltı ederiz!
Gaara seni birden kendine çekti ve sarıldı.
Gaara:Enerjini çok seviyorum.
Sende ona sarıldın ve yanağından öptün.
Yuki:Hadi, öğlen sıcağı olmadan gidelim.
Odanıza çıktınız. Valizinden bir iki kıyafet çıkarttın.
Yuki:Hangisi?
Biri kısa siyah bir kot şortla beyaz bir t-shirt, diğeri ise siyah ispanyol paça bir kotla siyah bir göbeği açık askılıydı.
Gaara:Hm~ şort ve bol t-shirt.
Yuki:Tamamdır!
İkininizde üzerinizi değiştirdiniz ve evden çıktınız.
Gaara:Nerede yemek istersin?
Yuki:Mmm çok güzel bir soru.
Gaara senin ciddi yüz ifadene baktı ve güldü.
Gaara:Hadi krep yiyelim.
Yuki:Evet! Krep!