Ertesi gün aşağı kapının açılıp kapanmasıyla uyandın. Yanında uyuyan Gaara sana çok sıkı sarıldığı için biraz zor yataktan çıktın. Dün gece yere attığınız kıyafet ve iç çamaşırlarınızı toplayıp bir kenara koydun. Üzerine rahat bir şort ve askılı bir badi giyerek aşağı kata indin.
Yuki:Temari-nee-chan! Kankuro-nii-chan dönmüşsünüz!
Temari:Evet~ görev düşündüğümüzden daha uzun-
İkiside sana döndü ve durdu.
Kankuro:Sen mi soracaksın ben mi Temari.
Temari:Ben.
Temari sana yaklaştı ve boynuna dokundu.
Temari:Bunlar ne?
Anında kıp kırmızı oldun. O an her yerinde iz olduğunu fark ettin. Bacaklarında, köprücük kemiğinde, omuzlarında ve boynunda.
Yuki:A-Ah bunlar-
Gaara:Dün ben yaptım.
Gaara uykulu bir şekilde merdivenlerden inerken altında bir pantolon ve üstünde hiç bir şey yoktu.
Yanınıza geldi ve elini omuzuna koydu.Gaara:Günaydın.
Enseni öptüğünde kızardın.
Yuki:Günaydın.
Gaara abla ve abisine döndü.
Gaara:Hoşgeldiniz, aç mısınız?
Temari:B-Bir dakika şu ortamda bunu mu sorman gerek sencede?!
Kankuro:Birden eve geldik ve bulduğumuz şey-
İkiside kızardı ve cümleyi bitiremedi.
Gaara:Bunun nesi yanlış?
Temari:Ah! Her neyse! Evet açız!
İkiside acele ile odalarına gittiklerinde Gaara seni kendine çevirdi ve öptü.
Gaara:Biraz daha uyuyalım.
Eli belinde gezerken alnına bir fiske attın.
Yuki:Amacının "uyumak" olduğuna emin misin?
Gaara bakışlarını kaçırdı.
Yuki:Ablan ve abin varken asla olmaz.
Surat astı.
Yuki:İşe yaramayacak, kararım kesin.
Gaara:Öpebilir miyim?
Yuki:Evet, ona karışma-MH!
Gaara birden seni öptüğünde gözlerini kapattın. Onunla teması kesmek imkansızdı.
Kitap bitmiyor?