Eveeet. Merhaba güzellerim. Uzun zaman oldu dimi? Kraliçenizi asla affetmeyin, çünkü o kadar kafam dersler, sınavlar, sağlığıma karıştı kk, buraya zaman ayıramaz oldum. Elimden geldiğince geliyorum. Burda yazmak bana iyi hissettiriyor.
Okuyan kaldı mı bu fici? Ses edin aloo
Hadi o zaman çok bekletmeden, bölüme geçelim.
Oy verip, yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar~~~
.
.
."Sanırım sarayı çok sevdin."
Sabahki kaçamağımızdan sonra kahvaltı yapmamız lazımdı ve Kraliçe Kim beni kahvaltıdan sonra bahçede çay içmeye davet etmişti. Ben de onu kırmamak için kalçamdaki ağrıyı hiçe sayarak davetini kabul etmiştim. Havadan sudan konuşuyorduk. Doğrusu biraz gergindim ama rüzgar bu gün benim tarafımdan esiyordu.
"Evet kraliçem, çok sevdim. Bahçeyi daha çok sevdim hatta."
"Taehyung sana dedi mi bilmiyorum ama, onun burda gül bahçesi var. Kendisi yetiştirir tüm gülleri."
Dediği şey ile genişce ve heyecanla gülümsemiştim.
"Yok söylemedi ama orayı görmek çok isterim efendim."
"Oraya bize izin vermiyor. Eşim ve çocuklarım olunca orasının kapısı açılıcak demişti."
Dediği şeyle ikimiz de gülmüştük ve dün gece, bu sabah olan şeyler aklımdan asla çıkmıyordu.
Bir taraftan da annemin söyledikleri beni korkutuyordu.
Ya olmazsa?
Taehyung çok üzülürdü. Çünkü büyük bir ailemiz olsun istiyordu.
"Ne oldu yeni damat, daldın gittin..."
"Ha, yok bir şey efendim. Kusuruma bakmayın."
Kraliçe Kim elini elimin üzerine koymuş, konuşmaya başlamıştı.
"Senin şuan ne kadar heyecanla sevindiğini ve korktuğunu anlıyorum oğlum. Ama sen buraya bir veliaht için gelmedin. Tanrı ne isterse onu yazmıştır. Bu kadar kafana takma. Sen benim oğluma yeniden güldürmeyi, sevgiyi kazandırdın ya, benim için sonrası önemli değildir."
Eliyle yanağımı okşamıştı. Öz annemin yapmadığı sevgiyi ondan alıyordum. Her şey bir kenera, ben çok güzel bir ailenin oğlu ile mühürlenmiştim.
"Teşekür ederim...sadece annem-"
"Boş ver anneni. Ben burdayım. Merak etme seni bir şeyler için zorlayacak değiliz."
Başımı sallamış gülümsemiştim.
"Ben artık gideyim, Taehyung gelmiştir."
Ayağa kalkmış saygıyla karşısında eğildikten sonra gülümseyerek saraya doğru adımlamıştım. Birkaç dakika sonra odamıza içimdeki garip hiss ile girmiştim. Kapıyı kapatmış, balkona geçerek küçük sandalyeye oturmuştum. Kokusu burdaydı. Odaya girmişti ardımca.
"Bebeğim? İyi misin?"
O güzel sesi, derin sesi beni benden alıyordu. Pelerini çıkarmış yatağın üzerine atarken, kılıcını da çalışma masasının üzerine koymuştu.
"İyiyim sadece biraz bianda kötü hissettim. Ondan yani bir şey yok."
Karşıma geçmiş elimi tutarak dizleri üzerinde oturmuştu.
"İstersen dönüşelim, bir kaç tur atarız ormanda. Sakinleşirsin."
Parmaklarımı tek tek öpmüştü. Beni bu denli düşünmesi, bu kadar güzel sevgi vermesi ruhuma çok iyi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
༒︎𝐊𝐢𝐧𝐠 𝐊𝐢𝐦༒︎𝑽𝒌𝒐𝒐𝒌
Fanfiction[TAMAMLANDI] Alfa Prens Kim gecesini bir gölün yakınlığında geçirdiği zaman, duyduğu lavanta kokusunu ve sesleri takip etmişti. Ve hayatı boyunca karşılaşmadığı Omega Jungkookun mavi irisleri ile karşılaşmıştı. İkisinin de hayatını değiştirecek olan...