"Ulrich,bir sorun mu var?"
Doktor Min,az önce tanıştığım kişilere döndüğünde ben de onlara baktım.İkisi öylece bizi izliyordu.
Gülümsedim.
"Bir sorun yok,arkadaşım."
Kafalarını sallayıp önlerine döndüklerinde Doktor Min'in öfkeli bakışları tekrar beni bulmuştu.
"Burada ne yapıyorsun Hoseok?"
Şaşkınlığım bir kere daha artmıştı.O,beni tanımıştı.Yutkunarak birkaç saniye kaldım.
"Doktor Min...B-beni nasıl tanıdınız?"
"Ne demek nasıl tanıdın?"
Kaşları daha fazla çatıldı.
"Daha bugün konuştuk ve sana dikkatli olmanı söyledim.Maskesiz bir şekilde kalabalıktasın,şuursuzca alkol içiyorsun.Bu yaptığını Minhei bile yapmaz çünkü senden akıllı."
"Doktor Min-"
Kolumu tutup oturduğum tabureden kalkmamı sağladı.
"Yürü,gidiyoruz."
Beni peşinden çekmeye başladığında onun peruktan etkilenmemesini düşünüyordum.Kalabalığın içinden geçip kulüpten çıktık.
Kolumu çektiğimde bana döndü.
"Masken nerede ve neden montun yok?"
Ona öylece baktığımda yanıma yaklaştı.
"Hoseok sana soruyorum."
"Montum arabada."
Etrafa bakındığında onu inceliyordum.Yüzünü bir süredir maskeli görmem nasıl olduğunu kısmen unutturmuştu.Güzel bir yüzü vardı ama sinirli hali pek hoşuma gitmemişti.
Çatık kaşları tekrar beni buldu.
"Araban nerede?"
"Eve gitmeyeceğim."
"Gideceksin!"
Sesini yükselttiğinde ben de kaşlarımı çattım ve bağırdım.
"Bana karışamazsınız!"
"Hastam olduğuna göre karışabilirim!"
"Hastanede değiliz!Bu benim özel hayatım!"
"Farkında değil misin?!Sen kansersin!Kan kanserisin!"
Gözlerim dolduğunda ağlayacağımı anlamıştım.Ellerimi yumruk yapıp sıktım.Kaşları düzelirken gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırdım.
"Bunu birkaç saatliğine de olsa unutmuştum.Hatırlattığınız için teşekkür ederim."
"Hoseok,ben-"
Yürümeye başladım.Peşimden geldiğini hissettiğimde adımlarımı hızlandırdım.Bir sokak sonra gördüğüm park ettiğim arabaya ilerledim.
Kapısını tuttuğumda bana yetişti.
"Hoseok."
Ona döndüm,aramızda biraz mesafe vardı.Küçük siyah gözlerini sokak lambasının loş ışığında görebiliyordum.Elimi yavaşça kapıdan indirdiğimde dolu gözlerimden akan gözyaşlarımla baktım.
Birkaç adım attı.
"Özür dilerim,lütfen ağlama."
"Haklısınız ama ben sadece iyi hissetmek istemiştim."
"Alkol sana iyi hissettirmeyecek aksine zarar verecek."
"Biliyorum."
Ellerimi birbirine bağladığımda birkaç adım daha yaklaşıp önümde durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoseok'un 6 rengi | Sope
Fanfiction"En sevdiğim" dedi yanağımı okşarken. "Sensin." Tanrım...Vücudumdaki tüm kanın yüzümde toplandığına emindim.Elini tutarak bakışlarımı gözlerine çevirdim.Bana öyle güzel bakıyordu ki sanki dünyadaki en güzel şeydim. "Doktor Min." Dolu gözlerimle gülü...