Sarı

409 72 203
                                    

4 gün sonra

Sıcak çikolatamı içerken aklım peruklardaydı.Onlarda kesinlikle garip bir şeyler vardı.Gece kulübünde kafamdan çıkaramamıştım ama eve geldiğimde bunu kolayca yapmıştım.

Jaehyun neden motorumla gelmediğimi sormuştu.Evden çıktığımda apartmanın önünde gördüğüm siyah motor benim miydi yani?

Jay'in.

Elimi,sarı peruğun takılı olduğu kafama götürdüğümde bardağın üzerindeki isme takılı kaldım.

Bugün bir şeylerden emin olmak için sarı peruğu taktım ve Ulrich olduğumu düşündüm.Jaehyun evden çıkarken her zamanki gibi tek koluyla sarılıp "görüşürüz Rich'im" demişti.Aklımdan tam da bu isim geçmişti.

Rich...Ulrich.

Elimi gerçek saç hissi veren peruktan indirdiğimde anlamaya başlamıştım.Bu peruklar bana yeni kişilikler kazandırıyordu.Notta yazan tam olarak buydu.

Jaehyun bile beni tanımıyor ve bu kişiliğe uyum sağlıyordu.

Parktaki adam hasta olduğumu nereden biliyordu?O akşam beni nasıl buldu ve bu perukları neden bıraktı?

"Rahatsız etmeyeceksem oturabilir miyim?"

Duyduğum sesle dalgınlıktan çıkıp kafamı kaldırdım.Karşımdaki kız merakla bana bakıyordu.Diğer masaların dolu olduğunu gördüğümde elimle işaret ettim.

"Tabii oturabilirsin."

Karşıma oturup kitaplarını açtı.Kahve bardağını bırakıp defterine gömüldüğünde ben de kitabımı okumaya devam ettim.

Birkaç dakika sonra sıkıntılı sesler işittiğimde kafamı okuduğum kitaptan kaldırdım.Defterine baktığımda almanca çalıştığını gördüm ama yanlış yazıyordu.

İşaret parmağımı defterine götürüp yanlışlık olan yeri gösterdim.

"Können kullanılırken fiil cümlenin sonuna yalın haliyle yazılır.Yeni başlayanlar genelde fiili çekimli yazar.Sanırım sen de yeni başladın."

Bakışlarını defterden kaldırıp bana baktığında kafasını salladı.

"Alman dili ve edebiyatı okuyorum,ilk senem."

Devam ettim.

"İch kann Deutsch spreche" değil "ich kann Deutsch sprechen" olacak."

Sıkkın bir nefes verdi.

"Bu kuralları hep karıştırıyorum,Almanca çok zor.Bazen çekiyoruz bazen çekmiyoruz kafam karışıyor."

Gülümsedim.

"Haklısın."

Elimi defterinden çekip arkama yaslandım.Kalemini bırakıp kahvesini yudumladı.

"İyi derecede biliyor gibisiniz."

"Orada doğup büyüdüm."

Bardağıma baktı.

"Ulrich."

Ben de kahve bardağında yazan ismini okudum.

"Jinhee."

Bardağını bıraktı.

"Ne iş yapıyorsunuz?"

"Öğretmenim."

"Tahmin edeyim,almanca."

"Evet."

Gülerek önüne döndü ve çalışmaya devam etti.Gülümseyerek sıcak çikolatamı içip kitabıma kaldığım yerden devam ettim.

Hoseok'un 6 rengi | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin