Yılbaşı

290 62 162
                                    

"Bugün kimsin bakalım?"

"Fransız ressam Pierre."

"Fransızca biliyor musun?"

"Evet,iyi derecede ingilizce ve almanca da biliyorum."

Kahve bardağını iki elimle kavradım.

"Kanser olduğumu öğrenince işten ayrıldım,şirkete gidip gelmek beni zorluyordu.Evden çeviri yapmaya başladım."

"Mesleğin ne?"

"Mimarım."

"Vay canına,hem mimarsın hem de 3 dil biliyorsun.Çok yeteneklisin."

Gülümsedim.

"Dil konusunda çok hevesliydim ve boş vakitlerimi hep değerlendirdim."

Kafasını sallayıp tabağımı işaret etti.

"Hepsi bitecek ona göre."

"Tabii ki bu güzel şeyleri bitireceğim."

Bardağı bırakıp hazırladığı pancakeleri kısa sürede bitirdim.Getirdiği diğer kahvaltılıklardan da yiyerek son günlerdeki en güzel kahvaltımı ettim.

Bitirdikten sonra her şeyi toplamasına yardım ettim.Katlanan masasını bagaja koyduktan sonra tekrar yanıma adımladı.Sandalyelerimizi manzaraya çevirdik.

Şehir ayaklarımın altındaydı.

Yoongi'ye baktığımda belli etmemeye çalışsa da arada sırada gözlerini kaçırarak kesik nefesler aldığını gördüm.Ben sevdiğim için böyle bir yer seçmişti ama keyif alamıyordu.

Hava birden soğumaya başladığında ceketimi astığım sandalyeden alıp giydim.Düğmelerini kapatıp kollarımı birbirine bağladığımda ayağa kalktı.

Arabasına ilerlerken ona baktım.Arka kapıyı açıp aldığı battaniyeyle yanıma adımladı.O da ceketini giydi ve battaniyeyi açarak arkamdan omuzlarıma sardı.

"Havanın soğuyacağını tahmin etmiştim."

"Teşekkür ederim."

Yanımdaki sandalyeye oturduğunda kollarını birbirine bağladı.Hafif esen rüzgar şiddetlenmeye başladığında ona döndüm.

"Üşüyeceksin."

"İyiyim ben."

Sandalyemi yanına yaklaştırıp battaniyenin bir ucunu onun omzuna sardım.Diğer ucunu tek elimle çekerek önümü kapattım.Yoongi öylece duruyordu.

Omzumla yavaşça omzuna vurdum.

"Üşüdüğümüzde mi örtmeyi düşünüyorsun?"

Hafifçe öksürerek üzerini kapatacak kadar sardı.Yan yana ve aynı battaniyeye sarılmış bir şekilde oturuyorduk.Aramızda sessizlik oluştuğunda saate baktım.

"Hastane için mi baktın?"

"Evet" dedim ona dönerek.

"Bir saat sonra hastanede olmalıyım."

"Ben de."

Gülerek önüne döndüğünde ben de güldüm.Derin bir nefes alıp birkaç dakika daha oturduktan sonra kalktık.Sandalyeleri arabasının arkasına yerleştirdiğinde battaniyesini katlayarak onu da koydum.

Ön koltuğa oturup kemerimi taktığımda o da bindi.Arabayı çalıştırmadan önce klimayı açtı.Kemerini takıp sürmeye başladığında arkama yaslandım.

"Kahvaltı çok güzeldi Yoongi.Her şey için teşekkür ederim."

"Mutlu olduysan eğer,rica ederim."

Hoseok'un 6 rengi | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin