𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯²³

665 58 71
                                    

Sevgili arkadaşlar öncelikle yaşadığımız bu büyük felaket için hepimize geçmiş olsun diyorum. Umarım hepiniz iyisinizdir.

Bu bölümü her şekilde zor geçen şu günlerde birazcık moral bulmanız ve kafa dağıtmanız umuduyla paylaşıyorum.

Ayrıca konuşmak istediğiniz zaman ig hesabımdan ya da buradan yazabilirsiniz. Hepinizi çok seviyor ve Allah'a emanet ediyorum. Güçlü olun 🌸🤍

EP. 23 : War is over...


İlk öpücük unutulmazdır. Bazıları için çocukluk kazası, bazıları için gençlik ateşidir, fakat her ihtimalde muhakkak hatırlanmakla meşhurdur.

Unutmayız o anı. Hatta o andan öncesini ve sonrasını. Nasıl hissettik, kalbimiz nasıl çırpındı, neredeydik... Bazen sağlam bir hikaye olur, arkadaşlar arasından anlatılagelen masallara dönüşür. Ve kimse söylemeyebilir ama ilk öpücükler pek sancılıdır da. Hele lise çağlarında ise. Dizlerin titrer, ellerin terler, en uygun zaman hangisi bilemezsin. Bu cümlesi bitince mi, gözlerimin içine bakmaya başlayınca mı, dudaklarını ıslatınca mı..? Ne zaman? En kusursuz an nasıl yakalanabilir? En kusursuz ilk öpücük nasıl verilebilir? Patavatsızlık yapmadan bunun üstesinden nasıl gelinir..? Vücudunuzu yakıp kavuran o his böyle kuşkularla beyninizi de rahat bırakmaz işte.

Ve bazen de bir anda oluverir. Ateş bacayı öyle bir sarar ki cümleler yarıda kesilir, gözler buluşmadan dudaklar kapanır birbirine. Kusursuz an beklenmez; yaratılır. Patavatsızlıktır yapılır dersin, bir kere daha öperim o güzel dudakları geçer her şey. İlk ve son mu olur diye düşünmezsin bile...

Peki sizin ilk öpücüğünüz nasıldı?

Bu soruya onlarca cevap alınabilirdi ve öyle görünüyordu ki 17 yaşındaki Iseul de bu soruya vereceği cevabı birazdan alacaktı. Hâlâ Taehyung'un kucağındaydı. Titrek elinde büyük zaferlerinin simgesi olan uçurtmaları sıkı sıkıya tutuyordu. Kalbi, yerinden çıksa dahi rahatlayacak gibi değildi. Göğsünden çıkar, ayaklanır, bir de güzel koca ormanı ardı ardına koşar ancak öyle biriktirdiği adrenalini boşaltırdı. Boğazı kurudu. Ara ara nefesini tutup bırakmaktan karnı kasılıyordu. Gözleri Taehyung'un gözlerini takipteydi. Ve o telaşlı küreler bir dudakları, bir gözleri arasında gidip geliyordu. Biraz daha yaklaştı. Iseul sahiden onu öpecek olmasına inanamıyordu. Hislerimin arkasında durmak istiyorum derken böylesine ciddiydi demek...

Kokusu dudaklarından önce ulaştı Iseul'e. Üzerime sinecek kokusu diye geçirdi içinden. Alışıktı bu duruma. Yan yana oturuyorlardı bir ayı aşkın süredir. Birbir kokuları üstlerine ilk kez sinmeyecekti. Ancak durum birazcık farklıydı. Bu sefer kokuları gibi dudakları da sinecekti üstlerine. İkisi de bir zaman bu anın, bu dokunuşun etkisini duyumsamaya devam edecekti. Taehyung alnını Iseul'ün alnına yasladı. Gözleri kapalıydı. Sanki tüm sesler kesildi şimdi. Yaprakları yuvasından acımasızca kopartıp alan rüzgarlar vicdana geldi, heyecandan titreyen bedenleri devirmemek, göğüslerinde yeni yeni baş gösteren bu taze ateşe zarar vermemek adına sakinleşti, esmeyi bıraktı. Çocuklar koşuşturmadı. Arabalar kaba sesler çıkartmadı. Geriye sadece heyecanda ve istekte birbirine denk düşen kalpleri kalmıştı.

Mekan değişti, koca orman küçüldükçe küçüldü. İnsan kalabalığını toptan dışarıda bırakacak ufak bir kutu bıraktı ikisine. Başı Iseul'e yaslıyken tebessüm etti Taehyung. Huzur böyle bir şey olmalı dedi içinden. Bu yaşıma kadar örselenip durdum. İzin verdim geçmişimin hıncını çıkartmalarına. Saklandım hep. Ne zaman hissetsem içimde bir şeyler ayaklanıyor, bazı duygular yaşanabilmek arzusuyla başını kaldırıyor, ezdim hemen. Ellerimde kendi kanım var hep... Yordum bu bedeni, bu ruhu. Aşağılık gördüm. Aynada gördüğüm o yüze dedim ki; sen sevilmeyi hak etmiyorsun. Olduğun yere kötülük getiriyorsun. Başına gelenler bu yüzden işte. Herkesi ve her şeyi kaybetmek senin kaderin.

𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin