Geçiş bölümüdür.EP. 24 : Right time, right person
"Hayat anlamını yitirmeye başladığı zaman "hayatın ölümü" başlamış demektir." der, Sezai Karakoç.Bu öyle bir ölümdür ki, geri dönüş neredeyse imkansız görünür ve en kötüsü de insanda dönmeyi arzulayan bir parça dahi bırakmaz. Niye der durur kişi. Ben niye yaşayayım? Niye bu kahrı çekmeye devam edeyim? Niye kendimi kıvrandırayım? Bunu durduracak bir seçenek var elimde, niye kullanmayayım? Ben niye kendimi bu dünyadan kurtarmayayım?
Yaşıyor olmanın hiçbir duygusunu, dürtüsünü harekete geçirmediğini, aksine varlığına bir mânâ, bir isim yükleyemediği her günün ızdırabını çektiğini düşünen, bugün ben ne için yaşadım ve yarın ne için yaşayacağım sorusuna hakikatli cevabı veremeyen insanların: İşte bu insanların hayatının ölümü başlamış demektir.
Kim Taehyung da hayatının ölümü başlamış insanlardan biriydi.
Kendini bildi bileli varlığına anlam yükleyememişti o. Yaşadığı trajedilerin nedenini kavrayamamış, artık bu olayların hatırasına sahip biri olarak nasıl devam etmesi gerektiğini hiç bilememişti. Kendisini bu bilinmezlikten kesip almayı çok denemiş, fakat o girişimler de birer iz olup kalmış, hayatını daha da ağırlaştırmıştı.
Ama bugün bir şeyler farklıydı.
Taehyung yıllar sonra ben bugün ne için yaşadım, yarın ne için yaşayacağım sorularına nihayet, oturduğu yerde ellerini birbirine kenetlemiş gergince Bayan Sung'un yüzüne bakarken cevap verebilmişti. Sevgi için yaşayacaktı. Aşk için. Hayatına yeni anlamlar kazandırmanın arifesindeydi artık. Ölümlerden dönmenin...
Kapısının bir yabancı tarafından açılmasına şaşırmaya fırsat bulamayan Bayan Sung, kızını ayağında buzla uzanırken görünce telaşlanmıştı.
"Iseul ne oldu!?" Ses tonu yüksekti. Elinde tuttuğu büyük poşetleri olduğu gibi salon kapısının eşiğine bırakmıştı. Hemen bir elini bileğine, diğer elini de Iseul'ün yanağına uzattı. "Ciddi bir şeyim yok anne, bileğimi burktum sadece." Bayan Sung buzu kaldırıp tenine bakındı, morluk ya da şişkinlik görünmüyordu. "Telaşlanma anne... Taehyung yardımcı oldu bana. Kötüleşmeden müdahale etti." Yabancı gördüğü oğlanın adını Iseul'ün sesinden işitince varlığını yeniden hatırlamıştı. Doğru ya, kendisini ismini bile sormadan salona dalmıştı."Ay kusura bakma evladım Iseul'ü böyle görünce seni bir an unutuverdim."
"Sorun değil efendim."
Bayan Sung, resmi şekilde tanışabilmek adına elini uzattı. Taehyung anında oturduğu tekli koltuktan kalkmış, saygıyla eğilerek elini sıkmıştı. "Kızımla ilgilendiğin için de teşekkür ederim." Taehyung samimi teşekkürüne cevap verirken aklından Iseul'ün kibarlığını annesinden almış olabileceği geçiriyordu. "Ne demek efendim... Elbette ilgileneceğim. Ciddi bir şey değildi zaten. Neyse, siz de geldiniz, ben gideyim yavaştan. Geçmiş olsun." Iseul uzun uzun annesiyle konuşmasına hayret ederken Bayan Sung, selam vermek için eğilen Taehyung'u omuzlarından tutarak koltuğa geri oturtmuştu. "Olur mu öyle şey canım? Geç otur bakayım. Bir iki şey ikram etmeden gönderemem seni." Hiç zahmet etmeyin dese de dinlememiş, ceketini koltuğa serdiği gibi mutfağa gitmişti. Eşiğe bıraktığı poşetleri ise odasına götürmüştü.
Hemen yan tarafta kalan mutfaktan salona doğru seslendi. "Bu ufak sakatlık dışında festivaliniz nasıl geçti bakalım!?" Muhabbete devam etmeye çalıştığından sesini yükseltmesi gerekmişti. "İnanılmaz bir gündü!" diye cevap verdi Iseul. O sırada başını çevirip Taehyung'un gözlerine bakıyordu. "Taehyung, Uçurtma Avı'nda birinci oldu! İki uçurtma kazandı!" Gözlerini birbirlerinden ayırmadılar. Iseul, artık sevgilisi olan bu başarılı avcıyla övünürken Taehyung, hâlâ günün gerçekliğini kavramaya çalışıyordu. Biraz önce Iseul kendisine çıkma teklifi etmiş ve o da kabul etmişti değil mi... Tekli koltuğu Iseul'ün uzandığı koltuğa doğru kaydırdı usulca. Çiçeği burnunda sevgilisinin çekim öyle büyüleyici geliyordu ki mutfakta hararetle çalışan Bayan Sung'un yüzü silikleşiyor, onu öpmeyi beceremediği her seferin acısıyla dudaklarına uzanma dürtüsü vücudunu kaskatı ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯
Fiksi Penggemar"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." -Tolstoy Sung Iseul, taşındığı yeni şehirde Kim Taehyung ve Jeon Jungkook adında iki erkekle tanışır. "Benim başımı kaldırdığımda gördüğüm...