🎶 Çağan Şengül - 22
🎶 Barış Diri - DerindenE.P. 29 : Nobody's son
"İnsan yaratılıştan zorbadır ve acı çektirmeyi sever." demiş Dostoyevski.Bu öyle karmaşık, bir yandan da öyle güçlü bir histir ki insanda karşısındakinin pişmanlığını sonuna kadar sömürme ihtiyacı doğurur. Bazen ne bir hata ne de bir mağduriyet tetikler bu ihtiyacı. Doğrusundan şiddetle kaçınılan basit bir yanlış anlaşılma, yaratılıştan zorba olan insanoğlunun eline sınırsız acı çektirme gücünü vermeye yeter de artar bile. Acı çekmek gibi çektirmenin de birçok yolu vardır. Ama sebebi tektir. O da bu fıtrattır. Zira karşınızdaki kişiye acı çektirebilme gücüne sahip olabilmek, hazzı başka bir şeyle kıyaslanamayan bir duygudur.
İnsanoğlu en çok kendisi ve toplumun birkaç üyesi tarafından haklı bulunduğunda zalimleşir. Haksız olan tarafa acı çektirmek onaylanmıştır çünkü. Ahlak etikleri o kişiler için iyice bükülür, esner, iyi ile kötü birbirine karışır. Bu noktadan sonra yapılan her eylem haksız olanı birazcık daha kırabilmek için tasarlanır. Amaç o kişiyi hatasından caydırmak falan da değildir üstelik. Sadece o kişiye acı çektirebilme gücünü tadabilmektir. Ve işte bu fıtrattan canı epey yanan Kim Taehyung; onlarca haklının, acı çektirme hazzını bilen onlarca zorbanın arasına dalmak üzereydi.
Bir şirket yemeğine davetliydi. -daha doğrusu amcasının zoruyla buradaydı, ama buradaydı işte...- Kimse tarafından istenmiyordu. Üstelik biricik sevgilisi ile beraberdi. Ne derece katlanılamaz biri olduğunu o da görecek, gözünde sahip olduğu azıcık itibar da yok olacaktı. Peki bu nasıl mı olacak? Konuşacaklar. Hepsi konuşacak. Taehyung'un anlatmak istediklerini dinlemeye tenezzül etmeyenler, ona acı çektirme hazzını bir kez daha tadabilmek uğruna bildiğini sandıkları şeyler hakkında konuşacak. Peki onları suçlayabilir miydi? Aynı fıtratı onlarla paylaşmadığını açık yüreklilikle söyleyebilir miydi? Belki de Jungkook'u bu zamana kadar alttan alma nedenlerinden biri de bu soruydu. Aynı olaylar yaşanırken Jungkook'un yerinde kendisini olsaydı, aynen onun gibi davranmak istemez miydi? İşte... Aynı fıtrat meseleleri... İnsan kendini hakli bulmayagörsün. Haklılığını savaşa döndürmeye bayılır.
Iseul'ün elini sıkıca tuttu. Bir beyefendi gibi ona elbise ve ayakkabı seçmek, evinden lüks bir araçla almak güçlü hissettirmişti fakat binaya girdiği andan itibaren o güç ruhundan sıyrılmaya başladı. Avcıların bölgesine giren bir av gibi tedirgindi. Iseul'ün karşısında küçük duruma düşmek korkusu o avcılar tarafından parçalara ayrılma korkusuna ağır basıyordu. Geldiğini fark eden çoğu kişi duraksayıp gözlerini üzerine dikmişti. Taehyung; hâlâ yaşadığına şaşırdıkları, sık görmeseler de pek fazla değişmeyen Kim Taehyung'du. Fakat yanındaki kız... O kız, yepyeni bir ilgi noktasıydı. Onları el ele görenlerin kanı anında kaynamaya başladı. Hepsi, o kızın yanına gidip Taehyung hakkında onu uyararak, yüreğine korkuyu ve endişeyi salacak ilk kişi olmanın arzusuna kapılmıştı. Bu tatlı görüntüyü bozan yaşayacaktı günkü acı çektirebilme hazzını.
Neyse ki bunca avcının arasında beyaz bayrak sallayan birileri de mevcuttu. Kırmızı halının bitişine geldiklerinde Taehyung'un amcası Seok Jin ikisini güler yüzle karşılayan tek kişiydi. "Seni gördüğüme sevindim." Bir elini kaldırıp Taehyung'un omzuna pat pat vurdu. Gelmemek için öyle istikrarlı şekilde direnmişti ki Seok Jin az daha ondan umudu kesecekti. Taehyung'u süzen gururlu bakışları yanındaki genç kıza döndü. "Ve elbette bu güzel arkadaşını da." diye ekledi sonra. İsmini söyleyerek elini Iseul'e uzatırken Taehyung araya girdi. "Arkadaşım değil." Uzattığı eli tutmayı akıl edemeyecek kadar utanan, nazlı nazlı kıvranan genç kızdan bunun bir ilişki duyurusu olduğu apaçık şekilde anlaşılıyordu. Seok Jin kısa bir an bocaladı. Taehyung'un... Bir kaplumbağa gibi yaşamaya kendisini alıştıran yeğeni Taehyung'un sevgilisi mi vardı yani..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯
Fanfiction"Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir." -Tolstoy Sung Iseul, taşındığı yeni şehirde Kim Taehyung ve Jeon Jungkook adında iki erkekle tanışır. "Benim başımı kaldırdığımda gördüğüm...