𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯³¹

227 28 75
                                    


E.P. 31: He sees it now, but not in the way she wishes


Her hikayenin birden fazla anlatıcısı vardır. Ve her anlatıcı, hikayenin başka bir yüzünü aydınlatır.

Kimden ne dinlersek ona inanırız bazen. Onun hislerini ifade edişindeki tınıya, vakaya varana kadar hikayeyi yürüttüğü yollara inanırız. Biz olsak biz de öyle yapardık deriz. Biz de o sapaktan döner, biz de o mavi evi, küçük çocuk parkını geçer giderdik. Verilen tepkinin insani bir içgüdü olduğunu düşünür, belki de olmayacak şeyleri normalleştiririz. Sonra başka biri çıkar ortaya. O iş senin zannettiğin gibi değil der bize. Başka yollardan yürütür bizi. Farklı manzaralar görürüz. Farklı evler, farklı çiçekler... Kafamızı karışır bu başkalık. Belki biraz önce yürüdüğümüz yolu unutturur, belki bir önceki sokağın kokusunu aratır, belki ayağımıza bir taş takılır. Ama bir şekilde yürüyüp aynı meydana ulaşırız. Sonra... Sonra, bir bakmışız gidilen her yol mübah. Bir bakmışız giden her yolcu kendi savaşında haklı.

Taehyung'un yollarından birazını yürümüştü Iseul. Kim Taehyung denilen 19 yaşındaki gencin hasta babasının ektiği hayatı biçtiğini biliyordu arık. Annesinin zihninde kalan son biçimiyle ölümünü tasarladığını. Aynı zihinsel hastalıklara yenik düşmeyeceğine insanları ikna etmeyi denediğini fakat nihayetinde kendisini kanıtlamaya çalışmaktan vazgeçerek onları inançlarıyla baş başa bıraktığını. 11 yıldan fazladır kimseye oğul olmadığını. İntihar mektuplarını... Peki diğer yol? Jeon Jungkook? Onun yolları da Taehyung'unki kadar taşlarla, yokuşlarla, dikenlerle mi doluydu? Bilmiyordu Iseul. Gerçi yalnız o değil. Pekçok kişi bilmiyordu.

Gözlerini kırpıştırdı Jungkook tembelce. Etraf sokak lambasının uzaktan yansıyan ışığı dışında karanlıktı. Saat çoktan gece yarısını geçmişti. Jimin'in evindeydi. Sessiz muhitinden çıt çıkmazken arka bahçeye geçmişlerdi. Jungkook çimlerin üzerinde uzanıyordu, Jimin ise onun aksine uzanmıyor, kendisine çektiği bacaklarına sarılıyordu. Hava son birkaç günden beri en iyi hâlinde. Soğuk, sert rüzgarlar ve sepken yağış yok. Durgun. Hatta neredeyse kıpırtısız. Gün boyu güneş tepede kalarak hem toprağı hem insanları ısıtmıştı. "Bir planım var Jimin..." diye fısıldadı Jungkook. Bahçeye geçip uzandığından beri gözlerini gökyüzüne dikmiş, tek kelime etmemişti. Bu yüzden ağzını açtığında sesini oturtmakta zorlanmış, istemsizce fısıldamıştı. "Gönder bakalım." Jimin gözlerini çimlerde gezdirip kopartabileceği uzunlukta olanları seçmeye çalışıyordu. Küçük denebilecek elini gelişi güzel çimlerin üstüne atıp bir tutam ot koparttı, ardından toprağa geri serpti.

Jungkook gözlerini gökyüzünden ayırmadı. Ellerini başının arkasına koymuştu. Gözlerini gökyüzünden ayırmıyordu çünkü So Hae'nin yanına gittiği gece ilgisini celbeden yıldızların yeniden büyüsüne kapılmayı deniyordu. Acaba neydi o gece yıldızları öyle görmesini sağlayan? İçtiği viski mi? Zira kafası cam gibi netken yıldızlar sadece soğuk ve uzaktı. Gerçek gibi bile hissettirmiyorlardı. "Taehyung'un doğum günü bu kadar yaklaşmışken daha fazla sessiz kalmayacağım." Arkadaşı Jimin sosyal bir kişilikti. İnsan tanımak onun için öylesine kolaydı ki yoldan geçerken selam verdikleri bile Jimin için önemli şeyler yapmayı göze alacak kadar ona kolaylıkla sıcaklık beslerdi. Bu kalabalık arkadaş çevresi sayesinde Taehyung'un şirketlerinin davetine Iseul ile beraber gittiğini öğrenmişti. Bunu Jungkook'a anlattığından beri arkadaşında bir durgunluk vardı.

Şirin bir kızla sürpriz şekilde ortaya çıkması davetteki herkesi şoke ettiğinden o geceden geriye kalan tek önemli haber bu olmuştu. Yayılması samanlığa atılan küçük bir ateş parçasına bağlıydı yani ve çoktan o samanlık yanıp kül olmuştu bile. Jungkook bunu öğrendiğinde herhalde ilk önce Iseul gibi çekingen, utangaç görünen bir kızı bastırmaya nasıl gücünün yetmediğini sorgulamıştı. Her utandığında elleriyle yüzünü kapatarak saklanabileceğini sanan çelimsiz bir kız çocuğuydu sadece. Nasıl bir anda her şeyi böylesine değiştirebilmişti? Ve ardından da kaçınılmaz olarak neden onun tarafından seçilen erkek olamadığını... İyi bir itibar, iyi bir görünüş, iyi bir gelecek... Her şeye sahipti. Arkadaşlara, popüleriteye, paraya... Her şeye sahipti... Neden Iseul'e de sahip olamamıştı? Taehyung gibi hastalıklı bir çocuğu kendisinden daha âlâ kılan ne vardı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝑩𝒍𝒖𝒆 & 𝑮𝒓𝒆𝒚 ❦ 𝑲𝑻𝑯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin