17: KURBAN BAYRAMI

251 31 166
                                    

"Kabul olan tek duamsın, kalbimde taşıdığım en güzel duygularsın." ~Shawty

ON YEDİNCİ BÖLÜM
❝Kurban Bayramı❞

Ellerimi arkamda birleştirip ıslık çalarken ağır adımlar eşliğinde, sigarasını içen Turan'ın yanına ilerledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerimi arkamda birleştirip ıslık çalarken ağır adımlar eşliğinde, sigarasını içen Turan'ın yanına ilerledim. O kadar komik bir durumdu ki gülmeden edemiyorum. İki kez kaza yaptı ve ikisinde de aynı kişiyle çarpıştı. Ki bunların olma sebebini de biliyoruz... Neyse ben yazdım zaten gülebilirim, ne ayıbı olacak sanki.

Gülerek yanında durduğumda sigarasını yere atıp ayağıyla ezdi ve dumanını üfledi. "Tüm bunlar senin başının altından çıkıyor değil mi?" dedi bıkmış bir sesle. Başımı iki kez sallayarak "Başka kimden çıkabilirdi ki," dedim gülerek. Onunla uğraşmak hoşuma gidiyor ne yapayım yani?

Yere attığı sigarasını, çantamdan bir peçete çıkararak içine koydum. "Seninki de burada, ne hikmetse!" Seninki lafını duyunca kocaman gülümsedim. "Hani nerede nerede!" diye sordum alayla karışık heyecanla ama sonradan hatırlamış gibi yaparak "Zaten biliyorum ki burada olduğunu." dedim. Elimdeki peçeteyi ona doğru uzattığımda eline aldı ve "O ne alaka?" dedi.

"Sana çarpan kız aslında Ateş'in kardeşiydi. Şöyle de diyebiliriz ki hiçbiri kızın suçu falan değildi, ben böyle yazdım diye gerçekleşti her şey. Anladın mı?"

"Sen niye şu kitaba adam akıllı düzgün şeyler yazmadın, Allah aşkına bunu bana bir açıklasana sen!"

"Oğlum bu daha ne ki? İlerleyen bölümlerde daha da ağzımıza sıçılacak. Bunlara sen şimdiden şükretmeye başla, cidden bak!"

Elindeki peçeteyi biraz uzağımızda duran çöpe atmaya gitti. Turan gerçekten çok salak, cidden, yapması gerekeni kendisi yapmayı akıl edemez ama birisi onu yönlendirdiğinde de tıpış tıpış yapar. Neyse. Peçeteyi attıktan sonra arabasının yanına gidip durdu. Hemen bende yanına gittim ve arabayı inceledim.

"Oha lan, arabanı sikmiş resmen," küfür ettiğimi duyunca alnını kırıştırarak bana baktı. Hemen sustum ve gülümsedim.

"Sağ ol ya sen demesen hiçbir şey anlamayacaktım."

"Ne demek, rica ederim."

Turan arabayı incelerken arkamdan o sevdiğim sesi duydum. "Açelya?" dedi şaşırmış şekilde.

Kim olduğunu bildiğim için acele etmeden arkamı dönüp ona baktım. Sanki onu görmeyi beklemiyormuşum gibi davrandım. "Savcım? Siz kardeşinizin yanına gitmemiş miydiniz?"

"Geldim zaten ama senin ne işin var burada? Eve gitmeyecek miydin?"

Kuzenim demekten vazgeçip Turan demeyi tercih ettim. İşte biraz fitne ve fesatlık yapmadan olmuyor, ne yapayım yani? İlla ortalığı karıştırmam gerekiyor, ben de bundan zevk alıyorum.

SENİ SEÇTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin