12: MİNİK

330 42 30
                                    

"Olaylar karmaşıklaştığı zaman, temellere git..."

ON İKİNCİ BÖLÜM
❝MİNİK❞

Bazen bir şeyler ters gider ve kendimizi hiç ummadığımız bir zamanda hiç ummadığımız biri olarak bulabiliriz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen bir şeyler ters gider ve kendimizi hiç ummadığımız bir zamanda hiç ummadığımız biri olarak bulabiliriz. Ki bunlar bence çok normal şeyler çünkü ben bu kahpe hayatın nerden nasıl vuracağını artık kestiremiyorum. Bazen de "Bundan daha saçma ne gelebilir ki?" dediğimiz anlar elbette olmuştur. Olmuştur değil mi? Ve ben bu kitabı yaşamaya başladığım günden beri bu cümleyi ne zaman kursam başıma hep bir haltlar gelip durdu...

Küçülmüş bir şekilde -evet doğru okudunuz, bildiğiniz mini minnacık oldum- arabanın koltuğunda çığlık atarken, Turan da ani bir firenle arabayı durdurdu. Arkamızdan gelen bir araba bize korna çalarken Turan bunu umursamadan bana şaşkınca bakmaya devam ediyordu.

"TURAN!" Adını söyleyerek çığlık attım.

"AÇELYA!" Benim çığlığımla o da bağırdı.

İkimizde şaşkınlıktan birbirimize bağırırken Turan beni avucunun içine aldı. Birden beni o büyük avucunun içine aldığında olduğum yerde sarsıldım, geriye doğru sendeledim. "Ne yapıyorsun ya sen!" diye kızarken sesimin ciyaklamış gibi çıkmasına engel olamadım. Sesimin neden bu kadar incelediği hakkındaysa hiçbir fikrim yok maalesef... Aslında küçüldüğüm için de olabilir tabii.

"Lan ne oldu sana böyle?"

"Ya Turan! Allah'ın adını verdim, beni bir çimdikle gözünü seveyim! Beni bu kâbustan bir uyandır be!"

"Kızım ne kâbusu lan? Bildiğin parmağım kadar bir şey oldun!"

"Oy ben nerelere gideyim! Ben kendimi nerelere atayım!" Ellerimi dizlerime vurup yakınırken Turan beni koltuğa geri bırakıp arabayı kenara çekti. Arabada kısa bir sessizlik hâkim olurken Turan tekrardan beni eline aldı. Böyle söyleyince de bir garip oldu ama siz garip olmamış gibi davranabilirsiniz, hadi izin veriyorum öyle davranabilirsiniz(!)

"Sen nasıl bu hâle geldin ve dediklerin gerçekten de doğru mu?"

Derin bir nefes alıp verdim. "Turan," dedim ve etrafıma bakındım. "Ben sanırım neden bu halde olduğumu biliyorum."

"Dinliyorum?" Dedi sadede gel artık dercesine.

"Asriyal bana bundan sakın kimseye bahsetme demişti, eğer ki birine dersem de bazı sonuçlarının olduğundan söz etmişti." Kaşlarımı çatıp bağırarak konuştum bu seferde. "AMA O İBNE HERİF BANA SADECE KÖTÜ ŞEYLER OLUR DEDİ NE OLACAĞI HAKKINDA HİÇBİR ŞEY DEMEDİ PEZEVENK!"

"Tamam, lan bağırma, ciddiye de alamıyorum zaten seni!" Turan'ın bunu demesiyle gülecek gibi olsam da kendimi tutup dudaklarımı birbirine bastırdım.

SENİ SEÇTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin