"Gökyüzüne bak ve bir dilek tut."
YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM
❝İmza❞Hayatım boyunca hep yarışmalara falan katıldım; şiir, hikâye, kompozisyon ne ararsanız... Nerede bir yarışma olsa orada ben de olurdum. Çünkü yazmayı seviyordum. Seviyordum çünkü konuşamıyordum. İnsanlara kendimi doğru düzgün ifade bile edemiyordum, çünkü çok utanıyordum. Ki bu durum yaşıtlarımın yanında bile aynıydı. İşte bu yüzden de hep o yarışmalara katılırdım, demek isteyip de diyemediklerimi yazardım.
Öğretmenler günü için bizden bir yazı yazmamızı istediklerinde herkes süslü laflarla bir teşekkür yazısı yazarken ben öğretmen olmanın ne demek olduğunu unutan insanlar için bir şeyler yazardım. Öğretmenler başımızın tacıdır ama bu cümle çok genel bir yargı. Hadi ama her öğretmen gerçekten de işini layığıyla yerine getiriyor mu? Ben sizin yerinize cevap vereyim, hayır. O kadar görüyoruz haberlerde neler neler yapıyorlar. Şimdi ben bu insanlarla dersini adam akıllı anlatan öğretmenleri bir tutarsam sizce de haksızlık olmaz mı? Tabi onların duymak istediklerini yazmadığım için de sonuncu oldum... İnsanlara duymak istedikleri şeyi yazdığınız zaman sizi sevdiklerini anlamıştım ama işin böyle de tadı çıkmıyordu ki! Hep olaya fantastik bir unsur katıp öyküleyici tarzda bir şeyler yazdım ve hepsinde de kaybettim. Dünya düzenini, adaletsizliği eleştirdim, kaybettim. Kimsenin sormaya cesaret edemediği soruları dile getirdim, kaybettim. Doğruları yüzlerine vurdum, kaybettim. Benden, bizlerden onların istedikleri gibi biri olmamızı istiyorlar. Gerçekleri değil istediklerini söylememizi, sıra dışı olanı değil işlerine yarayanı, çok soru sormamızı değil kabul edileni konuşmamızı, dünya sistemini eleştirmek yerine ona boyun eğmemizi istiyorlar. Buna rağmen yine de bildiğim yoldan şaşmadan ilerlemeye devam ettim. İstediğimi de aldım. Yazdıklarım birçok insanla buluştu. Onları görmesem de bilmesem de aramızda gizli bir bağ kurduk, ben onların kalplerine dokundum onlar da benim...
Şimdi diyeceksiniz ki bu değişik bize bunları yine niye anlatıyor.
Anlatıyorum, çünkü bugün imza günüm var! Ve yemek yaparken de canım çok sıkılıyor, gereksiz bir şekilde içime bir şeyleri anlatma isteği doğuyor. Biraz da o yüzden anlatıyorum aslında.
Ayrıca şu an ben ve diğer avukat meslektaşlarım içinde tatile girmiş bulunuyoruz. Aslında 20 Temmuz'da bu tatile girmiş olmamız gerekiyordu ve Eylülde de yeniden başlayacağız ama şöyle bir sıkıntımız var ki... TATİL GÜNLERİ BENİM KİTABIMIN AKIŞINI BOZUYORDU! Ben de bu yüzden tatili birazcık kısaltmış olabilirim. Zaten bu benim kitabımın evreni olduğu için gerçek dünya ile hiçbir bağımız da yok. O yüzden sorun da yok. Zaten size en başından beri diyorum, bu kitaptan ve benden mantıklı bir şeyler beklemeyin diye. Yalansa yalan deyin?
Olayları çok fazla atlatarak anlatıyorum. Aklınızın karışmaması için en iyisi atlamadan düzgün bir anlatayım...
Şimdi ilk olarak o gecenin üstünden bir hafta geçti ve bir daha Ateşle karşılaşmadık. Ben o gece bence yeterince naz yaptığımı ve arkamdan koşmasını istediğimi belli ettim diye düşünüyorum. Artık gerisi ona kalmış, biraz da o bu ilişki için uğraşsın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEÇTİM
ФэнтезиAsriyal adında küçük, sevimli ve renkli canlıların bulunduğu bu boyutta her bir asriyalin tek bir görevi vardı. Her yıl yeni yetişkin olan bir asriyal bu iş için görevlendiriliyordu. Görevleri ise dünyaya gidip seçilen kişiye şans defterini verip ha...