Bu bölümde Açelya'nın psikolojisini, ruh halini, hayata olan bakış açısını okuyacaksınız. Onu daha iyi anlamınız ve hissettiği gerçekleri okumanız için yazıyorum. Çünkü kitabın çoğu kısmında her ne kadar umursamaz ve dalgaya vuran bir kızmış gibi davranan bir Açelya okumuş olsak da aslında en ufak bir şeyi bile günlerce, haftalarca, belki de aylarca kafasına takan bir kız. Bu yüzden de bu bölümü onun kafasının içindeki iç savaşın artık bir son vermesi için nasıl uğraş verdiği hakkında yazmak istedim. Ve son olarak, diğer bölümde zaman atlaması olacaktır. Onlar şuan kitaba göre 2022 yılının Ağustos ayındalar, diğer bölümleri günümüzden (2023) devam ederek okuyacaksınız.
-
"Ben üzülürken salıncakta sallanan bir şey var ama bunu buradan yazmaya gerek yoktur belki de."
YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM
❝Açelya Kimdir?❞🕯️SEZON FİNALİ🕯️
Cebimdeki son paramı bir tane daha en sevdiğim çikolatan almak için çıkarıp benden küçük olduğu belli olan kasiyerdeki kıza uzattım. Belki de ben kendimi fazla yaşlı hissediyordum. Ama tabi önce çikolatayı okutması gerekiyordu, yine de parayı oraya koydum. Bayık olan bakışlarım altında ambalajındaki kodu okutmasını sabırla bekledim. Ama sanki makine de beni sinir etmek ister gibi kodu okumadığında bu sefer de kızın oraya sayıları girmesini bekledim. Tırnakları çok güzeldi, tuşlara basarken çıkarttığı sesi dinlemek hoşuma gitti. Çikolatamı elinden aldığımda kendi tırnaklarıma baktım. Her zamanki gibi kısa ve ovaldi. Böyle olmasını seviyorum, tırnak uzatmak bana göre değil. En ufak bir uzadığını gördüğümde bile hemen kesiyor ve törpülüyorum. Bana kesinlikle yakışmıyor. Uzun olması daha çok sinirimi bozuyor, oje sürmeye kalkıştığımda bile çok... O kızların ki gibi estetik durmuyor işte. Hele de kırmızı ojeden nefret ediyorum, ne kendime yakıştırıyorum ne de birisinde gördüğümde sevebiliyorum. Kırmızıyı pek sevemiyorum, tonunun da bir önemi var, çok açık olan kırmızıyı sevmem ama bordoyu severim. Hoş bir renk. Kırmızı bana aşkı ve şehveti anımsatıyor. Ki ikisi de o günden sonra iğrenç geliyordu.
Evime gitmek ve gitmemek arasında kararsız kaldım. Berfin'in sanırım dişleri çıkıyordu ve o cidden çok huysuz bir kız. Kendi evimde depresyonumu bile layığıyla yerine getiremiyorum. Ağlaması sinir bozucu. Kayhan abimin "Bizimkisi Bir Aşk Hikâyesi" şarkısını dinlerken kucağımdaki Berfin'in boynumu ısırmaya çalışması, bir de üstüne ağlaması beni daha da bir darlıyor.
Ama yine de eve gittim. Naz'ı ve ağlayan veletini duymazdan gelerek televizyonun karşısındaki koltuğuma geçtim. Eskimiş bir televizyonum var, internete falan bağlanmıyor, görüntü kalitesi deseniz kötü ve arada karıncaları izlemek istememe rağmen bana karıncaları açıyor. Onları izlemek beni çok üzüyor. Bakarken derin düşüncelere dalıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEÇTİM
FantasíaAsriyal adında küçük, sevimli ve renkli canlıların bulunduğu bu boyutta her bir asriyalin tek bir görevi vardı. Her yıl yeni yetişkin olan bir asriyal bu iş için görevlendiriliyordu. Görevleri ise dünyaya gidip seçilen kişiye şans defterini verip ha...