"İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi inanırsınız."
YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
❝İlk Adımlar❞Seyit'e evimin yakınlarında beni bırakmasını söyledikten sonra koşarak evime gelmiştim. Hava hâlâ aydınlıktı. Büyük ihtimalle saat üç falandır, bilmiyorum. Soluk soluğa kalmış bir şekilde apartmana ulaşıp dinlene dinlene merdivenleri çıktım. Ama kapıya vurduğumda yeniden o soluk soluğa kalmış kız rolüne girdim. Naz endişeli bir şekilde kapıyı açtığında üstün Oscar oyunculuğumla "Neler oldu neler!" dedim ellerimi birbirine vurarak. Bir kucağında Berfin'i tutarken bana kızmayı da ihmal etmeyen sevgili kuzenim, oyunculuğumu görmezden gelerek kolumu çimdikledi.
"Çocuğu daha yeni yatırdım, senin yüzünden hem uyandı hem de benim kalbime iniyordu!"
Evde tek başımayken birisi kapıya alacaklıymış gibi vursaydı bende onun ağzına sıçardım. O yüzden bu seferlik onu affediyor ve oyunculuğuma kaldığım yerden devam ediyorum. İki elimi de kapının iki yanına koyup "Lanet olasıca Savaş hastaneden çıkmış!" dedim.
Kaşlarını çatıp "Savaş kimdi lan?" dediğinde yüzümü avcumun içine aldım, "Sude ama hiç ortama ayak uydurmuyorsun ki! Biraz filmlerdeki oyuncular gibi tepkiler verir misin lütfen?" Meselâ ben her bölüm sonu içimden Hint dizilerindeki gibi bir bakışma hayal ederek bakıyorum onların yüzüne. Ama onlar bana hiç ayak uydurmuyor. Böyle de yürümez ki bu iş!
Ayakkabılarımı çıkardım ve içeriye geçtim, birkaç bardak su içtiğimde Naz da kucağındaki Berfin'le birlikte yanımda dikiliyordu. "Nasıl bir tepki vermemi bekliyordun de hele bir?" dedi gülerek. Üçüncü suyumu içerken ona yandan bir bakış attım. Bardağı bırakıp, "En azından bir 'Oh my god! Really?' diyebilirdin. O kadar yurt dışına gitmişsin İngilizce falan da mı öğrenmedin?" dedim sahte bir kınamayla. Hadi ama ben kitabımı yazarken bir film çekiyormuşum gibi hayal ederek yazmıştım. Şimdi de kitabımı yaşarken bir film çekiyormuş gibi canlandırmak istedim diye çok mu şey istemiş oldum?
İçeri geçtiğimizde Koltukta yan yana oturduk. "Kontörün var mı?" diye sordum telefonumu çıkarırken. En son ne zaman hattıma para yüklediğimi hatırlamıyorum. Yılda sadece bir iki kez dedemi arayıp iki halini hatırını sorduktan sonra ona aldırtıyorum ki onda da zaten borcum olduğu için yüklediği para falan da gidiyor. Yani bana çok dayanmıyor kontördü cart curttu. Sadece polisleri falan arayabiliyorum. Onları da zaten sadece Besni'ye gittiğimde arıyorum. Kahrolsun parasızlık. Bir keresinde beni gizli bir numara aramıştı ve açtığım halde konuşmamıştı ibne. Kendi kontörümün olmaması ve onun da kontörünü boşa harcaması aşırı sinirimi bozmuştu ve telefonu açık bırakmıştım. Biraz kontörü azalsın da kıymetini bilsin piç, diye. Bunu da neden anlattım bilmiyorum.
"Daha hattımı açtırmadım. Kimi arayacaksın ki?"
"Ateş'i aramam gerekiyor. Güvende olduğumu ona haber vermeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ SEÇTİM
FantasiAsriyal adında küçük, sevimli ve renkli canlıların bulunduğu bu boyutta her bir asriyalin tek bir görevi vardı. Her yıl yeni yetişkin olan bir asriyal bu iş için görevlendiriliyordu. Görevleri ise dünyaya gidip seçilen kişiye şans defterini verip ha...