15-Yutan Eleman

331 54 50
                                    

O kadar katıp karıştırdım ki, herkes "noluyooo" diyecek bölüm sonunda. Uzatmak isterdim ama çok yorgundum ve beklettikçe bekliyor bu bölümler. O yüzdennnnn, uyumayanlara iyi geceler ♥ Uyananlara da günaydınlar dileyerek kaçıyorum.

Oy ve yorumları unutmazsak mükemmelin ötesinde olur çünkü biraz ilhama hayır diyemem...

Birazasli iyi okumalar diler...

Ayhan'la İlhan'ı karıştırmışım yazarken, umarım anlayabilirsiniz :))) yarın düzenlerim, uykusuzluk nelere kadirsin 🥲

(Medya: Árstíðir - Things You Said)

En komik görünen kişi Kıraç olmalıydı zira bu kadar loş bir ortamda güneş gözlükleriyle oturmakla meşguldü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En komik görünen kişi Kıraç olmalıydı zira bu kadar loş bir ortamda güneş gözlükleriyle oturmakla meşguldü. En azından, bizim aksimize, eline bir dondurma kabı ve tatlı kaşığı almamıştı. Ceyda, Tuğrul, Destan, Kıraç ve ben oturduğumuz koltuklarda bağdaş kurmuş ve depresyon battaniyelerimize sarılarak oturmuştuk. Doğalgazda bir problem vardı ancak bir saate kadar düzeltilmiş olacaktı diye beklerken elektrik gitmiş, jeneratör devreye girmişti. Neyse ki jeneratör de Destan tarafından bozulmuştu ve evin bir bölümü hem soğuk hem de karanlıktı. 

Ortada dönen muhabbetse daha korkunçtu.

"Bana kalsa tüm tesisi ozonlamalıyım. Askerlerin pis olduğunu söylemiyorum ama her yerde bir şeylerini bulmak da hoşuma gitmiyor." diyerek söylenmeye devam etti Destan.

"Odalarımızı kullanmışlar." dedi Ceyda da. "Konuşmayım diyorum diyorum ama tutamıyorum kendimi de. O kıyafetleri ne hallerle almıştım ben."

"Evet." dedim ağzımdaki dondurmanın meyvesini emerken. "Senin yüzünden İhtiyar'a yakalanmıştık."

Kolundaki bilekliği salladı. "Her halükarda, istediğimi almadan bırakmadım."

Tesis hazırlıkları boyunca bir süre kılık değiştirerek alışveriş yapmıştık. Herkes gruplar halinde kendi ihtiyaçlarını karşılamaya başlarken Ceyda kendini o kadar alışverişe kaptırmıştı ki, son anda kameralara yakalandığını fark etmişti. İş işten geçince de hepimiz İhtiyar'ın yanına dönmek zorunda kalmıştık. Kötü haber, bunun pasif bir isyan olduğunu söylememizdi çünkü parayı bizim çaldığımızı düşünüyorlardı. Biz de tesisi terk ederek İhtiyar'a trip atmıştık.

Evet, trip.

Oysa ki parayı çalmış ve bir güzel yemiş, kalanları da kendi aramızda bölüştürmüştük.

"O bunak şeyi ikna edene kadar canımız çıkmıştı." dedi Tuğrul.

Omuz silktim. "Sonunda ikna oldu mu? Oldu gibi göründü. Yeterliydi."

PİMİ ÇEKİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin