16- Siyanür Kokulu Mektuplar

278 38 36
                                    

Selaaam, ben geldimmm!

Saat 12'yi geçti, zaten bölüm de çok geç geldi diye uzattıkça uzattım. En sevdiğim bölüm sonlarından birini yazdım ve 4 gözle o sahnenin tamamını paylaşmak için deliriyorum. Ama zamanı var tabi. 

Bölümü yazarken 80'ler kurgusu yazma perileri de geldi ama BİRİLERİ BENİ DURDURSUN ARTIK!

Birazasli 7700 kelimelik efsanevi bölümüyle iyi okumalar diler...


//

Seyhan Siyami,

Kıraç'ı kurtarma operasyonunun hemen sonrası.

Hiç şüphem yoktu ki Nehra son dakika golü atmayı çok seviyordu. O kıvrak zekası ve yılan gibi kıvrılmış olan beyni dolayısıyla bunu yaparken hiç zorlanmıyordu da.

Ama bu kez beni çok zorladığının farkında bile değildi. 

"Ne yapacağız?" dedi Ekin, hala arabadaydık o sırada.

"Ne istiyorsa onu." Kulaklıkları çıkardıktan sonra Nehra ve Kıraç'ın Çakılcılarla birlikte gitmesini izlememiş gibi yapmayı tercih ettim. Görev için gelen özel harekat askerleri bize yaklaştığında kapıyı açıp aşağı indim. Peşime, timin geri kalanı da indi. 

"Yüzbaşı Seyhan Siyami." dediğimde karşımdaki asker selam verdi, ben de selamını aldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi içeri alınan zırhlı askeri araca geçtim. 

Bu araçta o kadar çok zaman geçirmiştim ki, hepsi birbirinin aynısı ve rahatsız edici olsa bile bana dinginlik veren bir yanı oluyordu. Gerek kanlar içinde burada oturmuştum, gerekse mükemmel bir operasyon sonrası şarkı ve türküler söyleyerek. Ama biliyordum ki eninde sonunda bu araca binebilmiş olmak yaşadığımın ve hiçbir şeyin burada bitmediğinin bir göstergesiydi. 

Ankara'ya geldikten hemen sonra kara kuvvetlerinin binasına giriş yapmış, Albay Şükrü Kozan'ın odasına girmiştim. Timin geri kalanı kapının önünde beklerken ben uzun zamandır kendisiyle iletişime geçmediğim Albay Kozan'a ne zırvalayacağımı düşünüyordum. 

Komutan karşımdaydı, oturuyordu ve bana, "Neler oluyor Siyami?" diye sorarken bile ben Nehra'nın attığı son dakika golünü sindirmeye çalışıyordum. "Bana neler olduğunu açıkla çünkü ben burada kafayı yiyeceğim. Generaller bir Nehra'yı yakalayın diyor, bir ölü bile olsa onu bulun diyor, bir de ellerinden uçup gitmesine izin veriyor. Nükleer silah dedik, şehitler verdik, dahasını da vereceğiz belli ki ama bu kız tek başına ne yapıyor da arkasına mafyayı alıp devletin elini kolunu bağlayabiliyor?"

Verebilecek tek bir cevabım vardı.

"Zeki biri."

"Başlatma onun zekasına! Ben onun yaşı kadar yıldır meslek hayatındayım Seyhan. Sen de bilirsin ki ne zekilerin sonlarını getirdik, leşlerini çıkardık!"

"Haklısınız komutanım."

"Bana anlat, neler oldu?"

Derin bir nefes aldım ve bu işi ne kadar iyi şekilde kıvırabileceğimi deneyip görmeye karar verdim. 

"Kayıtlara geçecek mi?" diye sorduğumda "Yazılı ifadenizi verirsiniz." demekle yetindi. Hemen sonra eliyle önündeki koltuğu gösterince ben de itiraz etmedim ve nizami bir oturuşla albayın karşısındaki yerimi aldım. Olanları oldukça özet bir şekilde anlatırken bir yandan Nehra'nın arkasını toplamaya çalışıyordum, bir yandan da gerçekten bu işin nereye varacağını merak ettiğim için ayrıntıları kafamın içinde bir bütün hale getirmeye çalışıyordum. 

PİMİ ÇEKİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin