4-Çar Bombası

627 85 83
                                    

Merhabalaaar! 

Kısa tutacağım, neredeyse 4000 kelimelik bir bölüm oldu. Henüz başlangıç olduğu için bölümleri çok uzun tutmak istemiyorum ama tahminen 10. bölüm itibariyle bölümler 10 bin kelimeye ulaşır. 

Hepinize iyi okumalar diliyorum. 

Şimdiden bayramınız mübarek olsun. 

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız ♥


"Neden beni anlamıyorsun? Önemli diyorum, önemli! O fuar benim hayatım için çok önemli! Siz adamı paketleyeceksiniz, ben yalnızca içeride fuarı gezeceğim. Bu kadar. İnan bana kimse varlığımı bile hissetmeyecek."

"Seni bu eve kelepçeleyip çıkmak zorunda bırakma beni." dedi yüzbaşı gözlerimin içine bakarak. "Biz gidiyoruz, sen kalıyorsun. Çok istersen Hakem ve Fırat'ın yanında kal, bizi yönlendirmelerini izle."

"Telefonu dinlediğim için yapıyorsun bunu, değil mi?"

"Nehra ne alakası var?"

"Ya ne demek ne alakası var? Ben bu fuara katılma hakkını kazanmışım. İçeride milyon dolarlık şirketler var. Birileriyle tanışıp hayatımı yönlendirecek bir şirkette daha mezun olmadan iş bulabilirim, diyorum. Sadece sekiz öğrencinin çağrılması ne demek biliyor musun sen?"

"Ben de sana tehlikeli olduğunu söylüyorum. Sen zeki birisin Nehra. Onlarca yıllık mühendislerin bile alamadığı maaşı henüz okurken almaya başladın. Önüne başka fırsatlar çıkacaktır mutlaka." 

Kavgayla olmuyordu. Masum bakışlar atmaya başladım bu kez.

"Yalnızca bir saat. Lütfen. Hem geleceğimi belirten dönüşü bile yaptım."

"Hayır, hayır, hayır. Son sözüm yine hayır. Dün de hayır dedim, yapmasaydın. Şimdi izin verirsen hazırlanmam lazım."

Suratıma kapanan kapıyla birlikte geriye doğru adımladım. Soğuk binadaki sessizliğin esiri olmak üzereydim ama yapmadım. Çok ağlamak isteyen, belki çığlıklar savurma ihtiyacı duyan yanımı bastırarak kendi evime girdim. Yüzbaşı bu konuda çok ama çok katıydı.

O fuara gitmem lazımdı.

O fuar benim için çok şey ifade ediyordu.

Ayrıca silahı getirip karşılarına koysalar benden başka tanıyacak kimse yoktu. Yani, bunu yapamazlardı ama sonuçta yapsalar da anlayamayacaklardı.

Kapıyı her şekilde kilitlemeyi ihmal etmedim. Etmedim, çünkü pizzacı yalnızca bir oyun olsa bile güvensizliğim hala devam ediyordu. Üstelik bu kez yabancılardan değil de bu binanın sakinlerinden korkuyordum. Her an beni yeniden test etmeye hazır gibi duruyor olmaları yüzünden paronayaklaşmıştım. Sabah üst kata çıkmış ve yalnızca bir saat durup yeniden daireme dönmüştüm.

Tüm plan hazırdı. İçeri kimlerin gireceği, fuar düzenlenen otelin planları, güvenlik kameraları, silahlar, mikrofonlar, kulaklıklar... Her şey çok hazırdı. Bu fuarın bizim silahımızla alakalı bir yerlere bağlanacağı kesin olduğu için yapılan davetin bir tuzak olduğu Üsteğmen Alptekin dile getirmişti. 

Kimse evden çıkmamı istemiyordu ve zorlarsam beni gerçekten kelepçeleyeceklerine inandığım o sesi susturamıyordum.

Ama hayatımın şansı ellerimden kaymak üzereydi.

Kendimi banyoya attım, duşumu aldım ve çıktım. Beynimin içi uyuşmuş gibiyi. İçeride kaldığım zamanı geçtim, saçlarımı kaç kez köpüklediğimi bile anımsayamayacak kadar canım acıyordu. Bornozla birlikte yatağa atladığımda titreşimde çalan telefona bakmadım bile.

PİMİ ÇEKİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin