2.BÖLÜM ⭐Mert'in Minnoş Kızları⭐

196 70 33
                                    


Media; Mabel Matiz, Fırtınadayım

Bu bölüm yaklaşık olarak 1820 kelimeden oluşmaktadır.

2.BÖLÜM

"Mert'in Kızları"

Geldiği günden bir gün sonra ortalığı ayağa kaldıran Mert Sayar, tabiiki de yanlış kayaya çarpmıştı. Her masalda olduğu gibi bunda da iyilik kazanacak ve kötülük kaybedecekti. Bence bir kötü ancak Mert gibi olabilirdi.

Okul bahçesindeki çimenlere yayıldım.

Yanımda Nihal vardı. En yakın arkadaşım, can kardeşimdi. Birlikte soğuk birer çikolatalı süt içerken atıştırmak için  çilekli kek yiyorduk.


İlkokuldan beri tanışıyorduk ve ne sevip sevmediğimiz dahil akrabalık ilişkilerimizi bile biliyorduk. İkimizin arasında kimsenin bilmediği sırlarımız vardı. Sırdaşımdı yani.

"İlk tanıştığımız anı hatırlıyor musun? "gibi bir soru yönelttim. Kafamı olabildiğince Mert'ten uzaklaştırmaya çalışıyordum.

" Hatırlıyorum. Okulda çikolata almak için kantin sırasındaydım. Arkamdan koşup omzuma çarpmıştın. O zaman bile kemiklerin adamı felç edecek kadar sağlamdı, yere yığılmıştın,"ikimizde kıkırdadık. Pipet soktuğum çikolatalı süt kutusundan bir yudum aldım. Nefes çekip ben devam ettirdim.

"Sende benimle kavga etmek yerine arkadaş olmak istemiştin. O zamanlar aşırı tatlıydın."

Hafifçe omzuma vurdu.

"Şimdi tatlı olmadığımı mı ima ediyorsun? "gözlerimi kıstım.

" Hmm, sanırım hayır. Şimdi daha tatlı ve triplisin Nihal. "

İlkokul zamanları ablamla aramdaki mesafenin filizlendiği zamanlardı. O zamandan başlamıştı benden uzaklaşmaya. Ne yaparsam yapayım kendimi sevdirememiştim ona. İşte o zamanlar tanışmıştık Nihal'le. Hatta bir anı vardı ki aklımda, ömrüm boyunca unutamayacaktım. Tahminimce o da unutmayacaktı çünkü babası ona büyük bir kazık atmıştı küçük yaşında.

Ablamla aramızın bozuk olduğu bir gün aramıştım onu. Evleri kıyamet gibiydi aradığım zaman. Konuşmaya ihtiyacı vardı, belkide hissetmiştim.

"Nihal nasılsın? "üzgünce en yakın arkadaşımı aramıştım. Onun evinde de durumlar pek iyi değildi. Anne ve babası durmadan kavga ediyor ve onu şefkatten mahrum bırakıyordu.

İki yaralı kızdık biz. İkimizin acısı da zihnimizdeydi üstelik.

Ben ilkokulda kilolarım yüzünden arkadaş çevrem ve ablam tarafından dışlanırken o, ailesi tarafından dışlanıyor ve üzüldüğü göze görünmüyordu.

"Odama kaçtım. Annemle babam yine kavga ediyor Sude. "

Sesi çatallı çıkmıştı. Oldukça kırgın ve duygusaldı. Şu an ağladığını bile belli etmemeye çalışıyordu. Yanımda olsaydı sıkı sıkı sarılırdım pamuk yürekli kardeşime.

" Bende, ablam ağladığı için odama girdim. Sebebini sordum ama cevap vermiyor. Acılarını hiçbir zaman benimle paylaşmadı. Onunla nasıl abla kardeş olacağız sence? "derin bir nefes çekti içine.

" İnsanlar bazen yanlarında kimse olmadan ağlamak ve tüm o kaostan uzak olup odaya kapanmak, kulağını tüm seslere tıkamak ister Sude. Akışına bırak. Ablan seni gerçekten seviyorsa gelip anlatır. Ama rahat bırak, hazır olunca o sana gelecektir," başımı salladım. Bu yaşına rağmen çok bilgili konuşuyordu. Bazı çocuklara olduğu gibi o da her gün kavgalı bir ortamda olup psikolojik şiddet görüyordu. Yine de normal çocuklardan oldukça farklıydı, şefkat ne demek bilmediği halde herkese şefkat gösterebiliyordu.

POTA 🏀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin