21.BÖLÜM ⭐Altüst Olan Hayaller ve İlk Kıvılcımlar⭐

68 23 55
                                    

Bu bölüm yaklaşık olarak 2170 kelimeden oluşmaktadır.

21. BÖLÜM

"Altüst Olan Hayaller ve İlk Kıvılcımlar "

'Öfke problemi'

Babasının öfke problemi vardı. Telefonda abisine annesini odada tutmasını söylemişti.

Mert gerçekten böyle bir ailede mi yaşıyordu? Aklıma gelen şeylerin gerçek olmamasını umdum. Çünkü kimse böyle bir babayla yaşamayı hak etmiyordu.

Düşününce bugün hiçte rezil olmamıştım. Aslında keyifliydi, Ego hakkında daha çok şey öğrenmiştim. Annesi çiçek yetiştiriyordu mesela, abisinden başka kardeşi yoktu, güldüğünde gamzesi çıkıyordu ve ben istemsizce bakışlarımı kaçırıyordum. Hüzünlü olduğunu hissettiğimde ve gözlerini bana diktiğinde ise içim bir garip olmuştu. Babasının öfke problemi olduğunu duyduğumda içten içe rahatsız olmuş ve somurtmuştum.

Bir dakika...

Bunlar normal değildi.

Bana neler oluyordu?

MERT

Babam yine kontrolden çıkmıştı. Uraz abimin telefonda söylediklerine göre bir toplantı sonrası çok içmiş ve eve gelip anneme saldırmaya kalkmıştı.

Şaşırmış mıydım? Tabiiki hayır.

Vitesi arttırıp arabanın hızını ayarladım ve önümdeki araca geçmesi için korna çaldım. Işık yeşildi ama herif bir türlü geçmiyordu. Zaten gerginken trafik hiç çekilmiyordu. Bir elimle enseme yapışan saçlarımı taradım. Dilimle kurumuş dudaklarımı ıslattım, abim telefonda acilen gelmem gerektiğini söylemişti. Bu sefer başka bir şey var diyerek beni dahada germişti.

Kafamdaki düşünceleri sildim ve çalan telefona tek elimle müdahale ettim. Kimin aradığını görmemiştim ama şu an annem ve abim dışında düşündüğüm bir şey yoktu. Bu yüzden tam gaz yola devam ettim.

Araba sürmeyi abimden öğrenmiştim. Motorlu taşıtlar için ehliyetim vardı ama abim olmasa bu aracı süremezdim. Sude'ye de en azından bu sayede etkileyebilmiştim. Daha doğrusu onu etkilemiştim ama iyi yönde mi, yoksa kötü yönde mi işte ondan emin değildim.

Arabayı villanın yanına park edip emniyet kemerimi çıkarttım ve endişeyle kapıya koştum. Beni karşılayan Ayten ablaya hiçbir şey demeden salona yürüdüm. Kapı ucundan olanların boyutuna bakıp büyük bir oh çektim. Kimseye zarar vermemişti. Buna rağmen kapı ağzından bakmaya devam ettim, kimse ses çıkarmadığı halde bağırıyordu. Sonunda abim araya girdi.

"Baba tamam, yeter artık. Dediğin şeyi yapacağım, anladın mı? Annemi rahat bırak! "Uraz'ın her zamanki gibi anneme siper olmuş ve babamı sakinleştirmeye çalışan halini izledim. Onun için çok üzülüyordum, hakettiği hayatı yaşamıyordu. Tıpkı ben ve annem gibi...

Babamın kalın biblolardan birini eline aldığını gördüğüm an salona daldım. Bunu yaşamak istemiyordum. Babamın arkasına geçip ani bir hamleyle kolunu tuttum. Bibloyu abime fırlatmasına ramak kalmıştı. Neyseki son anda kurtarmıştım.

POTA 🏀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin