Bu bölüm yaklaşık olarak 1370 kelimeden oluşmaktadır.
8.BÖLÜM
⭐Maça Doğru⭐
Zifir gibi karanlığın içinde yürürken aydınlık bir ışık yükseldi başımın üzerinden. Sert bir sesin gelmesiyle arkamı döndüm. Ahşap renginde parlak zeminde seken bir basket topu gözüme ilişti. Bu sesi nerede olsa tanırdım.
Başımın üstündeki ışık biraz daha yayıldı etrafa, bense yavaş adımlarla topa ilerliyordum.
Basket topunu tam elime aldığımda kafamı kaldırdım, önümde uzun bir pota vardı. Birkaç adım atıp geriledim. Atış denemesi yaptım. Kaçırmıştım. Top potaya çarpmanın etkisiyle sekerek karanlığa doğru ilerledi. Bende peşinden...
Yükselen bir sese kulak verdim.
"Beni yenebileceğini mi sanıyordun? " karanlığa attığım her adım beni sesin geldiği yere daha çok yaklaştırıyordu. Üstümde okulun forması vardı.
Yavaşça ilerledim. Elimi karanlığa soktum. Işık buraya kadardı. Ürksemde sesin geldiği kişiyi merak ettim ve karanlığa girdim.
Işık bu sefer karşımda dikilen Mert'in üstüne sızdı. Bir tiyatro sahnesinin ana karakterine yaptıkları gibi.
Onu görmemle gözlerimi kıstım. Top elindeydi.
"Demek beni buldun Top Güzeli,"sevimsizce sırıttı. Koşarak kolunun altına sıkıştırdığı topu almaya çalıştım. Bir anda toz oldu. Arkamı döndüm, bu sefer başaracaktım. Tekrar beliren Mert'e baktım, uçan tekme atsaydım daha çok işe yarardı. Buhar olup bir anlığına yok oluyordu.
Koştum, düşündüğüm gibi alnının ortasına bir uçan tekme attım. Yere devrildiğinde kolunun altındaki topu kucakladım. Hızla ayaklanıp ışıldayan potaya koştum. Bu zafer benimdi, başaracaktım.
Zıplayarak smaç bastım.
Sayfa çevirme sesi gibi bir gürültü geldi kulaklarıma. Anlık kendimi kupayı tutarken buldum. Ego üzgünce dudağını bükmüş bana bakıyordu.
Benim arkamdaysa tüm takım vardı. Hepimiz sırıtarak bakıyorduk Mert'e. Çok güzeldi.
Büyük bir alarm sesiyle yerimde irkildim. Başıma ağrı girince kulaklarımı kapattım. Geçmiyordu bu ses. Yavaşça araladım kahvelerimi. Yüzüme düşen güneş ışıklarıyla gözümü ovuşturdum. Kendi kendime homurdandım. Ne yani, hepsi rüya mıydı?
Yine de kendi kendime aptalca tebessüm ettim ve fısıldadım.
"Kazandım. "
Umarım bu rüyanın tersi çıkmazdı. Gülümseyerek ayaklandım.
Sabahın ilk ışıklarıyla cepheye çıkmak için hazırlanıyordum. Bugün için mutlu ve umutluydum, bunun tek sebebi Ego Manyağı'nı maçta yeneceğimize olan inancım ve hırsımdı. Ondan oldukça fazla... nefret ediyordum. O yüzden kendinden utandığını, özür dilediğini duyana kadar içim rahat etmeyecekti.
Beni Çağrı' ya rezil etmiş, üstelik bir süre psikolojik ilaçlar almama sebep olmuştu.
Bu zamana kadar bu gerçeği unutmaya çalışmıştım hatta anılarımdan bile silmeye çalışıyordum. O zamanlarda kilolarım kontrolsüz bir şekilde artarken benim tek yaptığım kendimi tıka basa şişirmek ve odama kapanmaktı. Depresyona girmiş, üstelik bunu hatrı sayılır derecede fazla olan kilolarımla taçlandırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTA 🏀
Teen FictionSude ilkokuldan beri kiloları yüzünden dışlanan bir kızdı. Bunu kafaya taktığı söylenemezdi, hatta önceleri hoşuna giderdi. Ta ki ortaokulda birisi yüzünden rezil olana kadar. O günden sonra Sude değişti ve bu sadece fiziksel bir değişim olmadı. ...