Bu bölüm 2645 kelimeden oluşmaktadır.
Yazdıklarım tamamen hayal ürünüdür 😁
Dizi çektiğimizi düşünün, ben senaristim ve sizler için en eğlenceli şekilde senaryoyu yazmaya çalışıyorum.
Umarım eğlendiğiniz bir bölüm olur. Ben yazarken resmen bir bölümlük dizi izledim.
O zaman sizi yerlerinize alalım.
Oylamayı unutmayın.
İyi seyirler <3
10.BÖLÜM
⭐Denize Düşen Kimlere Sarılıyor⭐
" Sana top güzeli dedim ve dalga geçtim...normalde kızlara öyle davranmam, senden bu yüzden özür dilerim Sude," gerçekten mi, beni bunun için mi rahatsız etmişti? Lüzumu yoktu, gereği de yoktu.
" Öyle mi... O zaman sana hayırlı günler. Bir daha beni arama! "
" Su..." telefonu suratına kapattım.
Durduk yere modum tekrar düşmüştü. Hiç aramasaydı daha iyiydi. En azından ona tek bir özrü için saygı göstermek zorunda hissetmezdim.
Özür ve teşekkür gibi konulara çok önem veriyordum, bana göre insan özür dilemesini de yeri geldiğinde teşekkür etmesini de bilmeliydi. Özür dilemesi gereken kişi yaşlı başlı dedem bile olsa hak ettiğim özrü vermiyorsa ben o kişiye saygı göstermezdim. Çünkü saygı da hak edene verilen bir şeydi. Ve ben konu değerler olunca, çok farklı bir insan oluyordum.
Tabiri caizse, içimden bir canavar çıkıyordu.
Şimdi bu özür meselesini bir kenara koyup uyumalıydım. Az önce zeytinyağlı yaprak sarma yemiştim, bu yüzden üzerimde büyük bir hararet vardı. Uyku bastırmıştı. Kafamı yastığa gömüp gözlerimi kapadım. Yavaş yavaş uykuya hapsolurken içimde bir yerlerde Mert'e özrü için ufak bir saygı kırıntısı oluşmaya başlamıştı. En azından ona birazcık saygı gösterebilirdim ama fazlasını istesemde yapamazdım. Geçmişi çabuk unutan biri değildim.
Sabahın ilk ışıkları yüzümde gezerken elimi başıma götürdüm. Usulca gözlerimi araladım. Ağzımdan akan salyayı elimin tersiyle silerek doğruldum. Yatak baya dağılmıştı, deli yatıyordum. Bir keresinde yataktan düşmüştüm, tüm ahali deprem oldu sanmıştı. Yere bakarak hatırladığım bu saçma anıyı gözlerimin önünden silerek lavaboya girdim. Bugün ara tatil başlıyordu yani bana göre tatildi. Karne günü olabilirdi ama beni alakadar etmezdi. Ne de olsa karnem Eser'in ayran dökülmüş pantolonu gibi gelecekti. Babamdan boşu boşuna azar işitmek istemiyordum. Tekrardan uyuyabilirdim. Tekrar odama geçip telefonumu açtım. Saat sabah 8.31'di, saate bakarak ufak bir tebessüm ettim. Sanırım bu karne almaya gitmemem için bana bir işaretti. Kafamı tekrardan yastığa gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POTA 🏀
Novela JuvenilSude ilkokuldan beri kiloları yüzünden dışlanan bir kızdı. Bunu kafaya taktığı söylenemezdi, hatta önceleri hoşuna giderdi. Ta ki ortaokulda birisi yüzünden rezil olana kadar. O günden sonra Sude değişti ve bu sadece fiziksel bir değişim olmadı. ...