17. Bölüm

830 99 93
                                    

" Kanımız özel. " dedi Jungkook, sesi biraz yükselmişti. " Bunu her zaman biliyorduk. Büyükbabanla babasının bize söylediği buydu, değil mi? " Kole başını salladı. " Ve eğer bir Karabasan soyundan geldiğimiz için kanımız özelse, o halde vampir kanımız var ama insanız. Ya annemin soyu da aynı şekildeyse? O da senin gibi bir vampirin soyundan geliyorsa? Tek bir soy olarak olağanüstü değiliz, sadece normal insanlardan biraz farklıyız. Hızlı iyileşiriz, hızlı düşünürüz, fotoğrafik bir hafızamız vardır ama iki vampirin soyu kesiştiğinde..." dedi Jungkook gülümseyerek. Haklı olduğunu biliyordu. Hiç bu kadar emin olmamıştı. " Sahip olduğumuz şey, bir-"


" İnsan anahtarı. " diye tamamladı Taehyung.

////****////

Jacques başını salladı. " Evet, Çin 'in dört mitolojik sembolü vardır. " dedi. " Her biri bir unsuru temsil eder. Gök mavisi ejderha tahta, beyaz kaplan metal, kara kaplumbağa su ve kırmızı kuş ateştir. "

Jacques tahtaya bir daire çizdi ve dörde böldü, hızla dört sembolün her birini yazdı. Dairenin içine, dart tahtasındaki hedef tahtasına çok benzeyen bir merkez daire çizdi ve onu işaret etti. " Bu merkezi öğe tüm sembollere dokunuyor. En güçlüsüdür. "


Oda ölüm sessizliğindeydi. Tüm gözler Jacques 'ın üzerindeydi. Önce Rose konuştu. " Beşinci sembol nedir? "


Jungkook beşinci sembolün ne olduğunu biliyordu. Sadece biliyordu. Cevapladı. " Taş. "


Jacques başını salladı. " Evet. Taş veya toprak. Merkez, diğer tüm unsurlara dokunuyor, tüm güçleri topluyor. "


////****////

Jungkook bunu tamamen anlıyordu. Güçlükle yutkundu. " Ben biraz hava alacağım. " dedi ayağa kalkıp ön kapıya doğru yürürken. Kimsenin bir şey söylemesini beklemiyordu. Girişe, hiçbir vampirin onu takip edemeyeceği bir yere doğru merdivenlerden aşağı indi.


Güneş ışığına doğru.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Taehyung odada dolanıp duruyordu. Bu kadar çaresiz hissetmekten nefret ediyordu. Jungkook ondan ancak birkaç adım ötedeydi ama güneş ışığında -onun asla gidemediği bir yerde- dururken aralarında kilometrelerce mesafe var gibiydi. Jungkook 'un her şeyi anlaması için biraz zamana ihtiyacı olduğunu biliyordu ve bunda bir sakınca yoktu. Sadece gerekirse ona ulaşamayacaktı. Biraz daha volta attı.


Bir noktada uyanan Kole yanından geçip doğruca oğlunun yanına yürürken teselli etmek istercesine elini hafifçe omuzuna vurmuştu. " İyi misin? " diye sordu oğlunun yanına varınca. Jungkook babasını küçük bir gülümsemeyle onayladı ama sorusunu yanıtsız bıraktı. Bu, Taehyung için başlı başına bir cevaptı. Hayır, iyi değildi. " Doktor aradı. " dedi Jungkook ve babasına doktorun söylediklerini anlatmaya devam ederken, Jimin yanına gelerek elini koluna koydu. " O iyi olacak Tae. " diye fısıldadı kimsenin onu duymaması için. " Emin ol kardeşim, hayatımı bunun üzerine adayacağım. "

KEY - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin