Dedektif Jeon Jungkook, tuhaflıklarla her zaman içli dışlı olmuştur. Sonuçta, hayatı açıklanamayan bir dizi tuhaf olaylarla dolu. Ancak yaralı bir adam, şifreli bir konuşmadan sonra gözlerinin önünde toza dönüştüğünde, tuhaflığa bakışı sonsuza dek d...
Jorge 'nin eli Jungkook'unkine dokunur dokunmaz Taehyung her şeyi gördü. Bunun ne olduğunu hemen anlamıştı, bir görüntü aktarımı. Jorge ona dokunduğunda hala elini tutuyordu, çocuk vampir Jungkook'u aralarında bir iletken olarak kullanarak zihnini görmesine izin vermişti. Çok kısa bir an olsa da, gördü.
Aklınla bak. Jorge'nin yaptığı gibi.
Tahmin ettiği gibi karmakarışık bir kaos değildi, Jorge 'nin farklı versiyonlarına bölünmemişti. Kristal berraklığındaydı.
Jungkook 'un tabancasını kılıfından çıkardı ve tek kelime etmeden Cengiz Han'ı, ardından da Jorge 'yi koruyan uzun boylu vampiri kalbinden vurdu. Her iki adam da bir anda toza dönüştü.
" Jungkook haklıydı. Asla Cengiz Han değildi. O bir hileden başka bir şey değildi. " Terracotta askerlere bakmak için döndü. " Onlara bak. Hareket etmediler. Cengiz Han onları düşündüğü gibi asla onları kontrol etmiyordu. O bir kukladan başka bir şey değildi. "
////****////
" Adımdan da anlaşılacağı gibi, yani Rilind, yeniden doğuş ve yenilenme için İliryalı. Anahtarı hayata döndürebilecek tek kişi benim. " diye yanıtladı Rilind. " Zaten onu benim yapacak kadar uzun. "
Taehyung homurdandı ve dişlerini gösterdi. Bütün vücudu öfkeyle titriyordu. " Asla sana ait olmayacak! "
" Sen toz olup sadece anahtar ve ben kaldığımızda, o bana ait olacak. Onun gücü benim olacak. " dedi Rilind sakince.
////****////
" Vampir atalarımızdan, uzun zaman önceki güçlerden bahsediyorsun. Bana bir saniye izin verirsen, sana Jungkook gibi bugün doğmuş erkekler hakkında bildiklerimi anlatacağım. " dedi Taehyung, içinde hissettiği kargaşaya ve acıya rağmen sesi ürkütücü derecede sakindi. " Şiir gibi konuştuğumuzu, yalnızca sabır ve zamanın izin verebileceği sessiz bir zarafete sahip olduğumuzu sık sık söylerdi. " Yavaşça gülümsedi. " Ayrıca kendi zamanından kalma bir sözü var, belki ilginç bulabilirsin. "
Rilind eğlenerek başını yana eğdi. " Ve neymiş o? "
Taehyung derin bir nefes aldı ve karşısındaki duvarcı kadına odaklandı. Yeteneğini sadece aklıyla kendine aktardı ve gülümsedi. " 'Siktir et!' derdi. " Bunun üzerine ellerini iki yana açtı ve toplayabildiği tüm gücü karşısına çıkan vampirlere karşı kullandı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taehyung 'dan fırlayan saf enerji dalgası dışarı doğru patlayarak karşılarındaki on dört vampiri birden taşa çevirdi. Sanki granitten yontulmuş çirkin yaratıklardan oluşan bir meclis gibi, şok ve inanamayarak donmuş yüzlerle kalakalmışlardı. Jimin ve Rose dönüp Taehyung'a baktılar, gözleri fal taşı gibi açılmış ve ağızları açık kalmıştı. Aynı derecede şaşkın olan Draco ise alayla güldü. " Tae! İnanamıyorum. Siktir falan dedin! " Taehyung hala önündeki heykellere bakarken. " Jungkook 'un bulaşıcı etkisi. " diye mırıldandı. Ah, Jungkook...
