BÖLÜM 4 : MARDİN

88 10 0
                                    

" -O şansı kaybettin güzelim, şimdi uslu dur ve bin araba ki yolculuğumuz güzel geçsin olur mu? " deyip ağzımda bulunan elinin üstünü öptü.

Ne yapıyordu bu adam anlamıyordum. Bakışlarında nefretten başka birşey de görmüyordum.

  İçimden "Burak Allah senin belanı versin beni kimlerle muhatap ettin" diye geçiriyordum, hemde arabaya yürüyordum.

~~~~~~~~~~🍀🍀🍀🍀~~~~~~~~

    Sinirimden olduğum yerde kuduruyordum. Zorba adam zorla beni arabasına bindirmişti. Zeliş arkadaki korumaların arabasında ben ise Mahsun'un arabasında yola çıkmıştık. 5 araba Marsin'e doğru gidiyorduk.

    İkimizde susmuş yola devam ederken sosyal medya ya girdim. Eğer birşeylerle uğraşmasaydım sıkıntıdan patlar ölürdüm herhalde. Sosyal medyada gezerken Burak'ın hesabına bakmak aklıma gelmişti. Galiba sözlümü özlemiştim.

Arama çubuğuna adını yazdım ama çıkmadı, acaba yanlış mı yazdım diye bakarken bu sefer etiketli fotoğraflardan girmeye çalıştım ama sürekli hata veriyordu.

Hemen sosyal medyadan çıkıp Burak'a WhatsApptan mesaj attım ama ne profil resmi vardı ne de durumu. Attığım mesaj zaten tek tık olmuştu. İyice işkilenmiştim. Hemen Burak'ı aradım üç kere çaldıktan sonra açmıştı,

"- Sevgilim neden sosyal medya hesaplarına ulaşamıyorum bir sorun mu var acaba??"

Biraz sessizlik olduktan sonra Burak konuşmaya başladı,

"- Önemli birşey değil Sena, birazcık kafama dinlemek içim sosyal medyamı dondurdum. Ama telefonum hep açık arayabilirsin  konuşabiliriz. " demişti.

Sesi sanki yabancı gibi, hiç tanışmamışız gibiydi ve buz gibiydi. Hiçbirşey anlamamıştım.

"- Burak bir sorun mu var?? " diye sorduğumda

" - Sana iyi yolculuklar Senacığım, hastam geldi sonra görüşürüz" deyip telefonu kapatmıştı.

Şaşkın bir şekilde yüzüme kapanan telefona bakıyordum. Gözlerim Mahsun'a kaydığında öfkeli bir şekilde yola bakıyordu. Buna ne oluyordu onu da bilmiyorum gerçi.

Kafamı çama çevirdiğimde Mahsun'un sesini duydum
"- Ne oldu biricik sözlün kalbini mi kırdı," deyince iyice çattım kaşlarımı artık dayanamıyordum gerçekten.

Hem zorba hemde sürekli Burak'ı bana kötülüyordu.

"-Dilinin altındaki baklaya çıkartsana sen ya, ne bu böyle dün gece yaptıkların üstüne utanmadan bu  sabah havaalanında yaptıkların. Sen kendini ne sanıyorsun ki?? Bulunmaz hint kumaşı mısın, ağa mısın paşa mısın?? Hayır mısın sen ya" deyince biranda frene basıp arabayı durdurdu.

"- Bana baksana sen doktor, çok güvendiğin Burak birgün sana çelme taktığında görürüm ben seni, işime de karışıp durma. Dün söylediklerimi yapsaydın eğer havaalınında rezil olmazdın ki ben dediğim dedik biriyimdir ama cahilliğine veriyorum tanıdıkça anlarsın" deyip göz kırparak tekrar araba haraket ettirdi

ters bir şekilde ona bakıp
" Emin ol bu sondu, ne seni tanımak istiyorum ne de seninle aynı ortamda nefes almak istiyorum. Seni ömrümde bir daha görmekte istemiyorum zorba herif " deyip yüzümü cama çevirdim.

13 saattir yoldaydık. En son tartıştıktan sonra koltukta uyumuş kalmıştım. Gözümü açtığımda hava kararmıştı. Benim uyandığımı görünce yönünü bana çevirip

"Günaydın" dedi.

Göz ucuyla ona bakınca gülümsediğini gördüm acaba komik olan neydi bilmiyorum. Dediğini duymamazlık geldikten sonra ona dönüp

MAHSENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin