" - Buke buke!! O diline sahip çıkasın, senin karşında kaynanan var. Ayağını denk alasın, yoksa benim oğul dur bilmez haberin olsun "diyerek odadan çıkıp gitmişti.
Nurjin hanım gittikten sonra birşeyi çok iyi anlamıştım. O da bu konakta beni çok zor günler beklediğiydi.
~~~~~~🍀🍀🍀🍀~~~~~~~~~~~
Gerçekten Allah belamı da cezamıda Mahsun ile vermişti. Hala ne yaptığımı merak ediyordum, ağzımın burnumun kan içinde kalmasına, vücudumun morararana kadar sıkılacak ne yapmıştım gerçekten merak ediyordum.
Meğerse hiçbirşeye hakkım yokmuş benim. Konuşmaya, kırılmaya, anlatmaya, düşmeye, sevmeye ve sevilmeye.
Mahsun'un her bedeneme vurduğunda bunu anlamıştım. Konuşmaya hakkım olmasaydı bana vuramazdı ama bana bir gerçek pencerisinide aralamıştı, en çok ağlamaya hakkım vardı. Çünkü ben ağladıkça o rahatlıyordu, ben yandıkça o mutlu oluyordu.
Kapı tekrar açıldığında Zelal hanım ve Afşin içeriye girmişti. Zelal hanım elindeki tepsiye bırakır bırakmaz Afşin ile birlikte yanıma çökmüşlerdi.
"-Yenge özür dilerim, annem ve abimin bu kadar ileriye gideceğini bilmiyordum."diyerek bana sarıldı.
Sarıldığında canım acıdığı için ister istemez ağzımdan bir inilti çıkmıştı. Zelal hanım ve Afşin kollarımın altından tutup beni kaldırıp lavaboya götürdü. Konuşmak istemiyorumdum.
Kimsenin bana acımasını istemiyordum ama şuan acınası bi durumdaydım. Aynaya baktığımda yüzümün yarısı kan içindeydi, ağlamaktan gözlerim kan çanağına dönmüştü. Afşin elimi yüzümü yıkarken istemeden hiçikiyordum.
Çünkü gerçekten canım çok yanıyordu. Afşin'e dönerek
"-Yapma Afşin canım çok yanıyor." dediğimde ağlayarak bana bakmıştı
"- Yenge çok özür dilerim, abim için, annem için çok özür dilerim. Hadi gel krem sürelim istersen sonrada üstünü giyinelim olur mu yenge?" dediğinde
"-Beni biraz yanlız bırakır mısınız? Duş almak istiyorum. İçeride bekleyebilirsiniz " dediğimde ikiside kafasını olur anlamında sallamıştı.
Duşa girdiğimde kendimi sıcak suyun altına bırakmıştım. Artık ağlayamıyordum da çünkü son aylarda yeterince gözümden yaşlar akmıştı. Uzunca bir duş aldıktan sonra bornozumu giyinip odaya girmiştim.
Afşin yanıma gelip elimden tutup yatağa oturtmuştu. Afşin bir anne edasıyla vücuduma kremi sürüp üstüme giyinmeme yardım ettiğinde yemek uzatmıştı bana ama canım istemediği için red etmiştim.
Yatağa uzandığımda uyumak istediğimi söyleyip, beni yanlız bırakmasını istedim. Hiç itiraz etmeden iyi geceler deyip çıkmıştı odadan.
Üstümde çok değişik bir sessizlik var kafamın içi deliriyor ama sakin sakin duruyordum. Hiçbir şeyin yolunda gitmeyişini mi kabullendim yoksa kusursuz bir sinir krizi öncesi sessizliğimiydi ayırt edemiyordum.
Gözlerimi kapatıp acılarımı dindirmeye çalışıyordum. Acaba annem, canımın yandığını hissetmiş miydi? Galiba ailemi çok özlemiştim. Bu düşüncelerle uykuya dalmıştım.
~~~~~~~~~🍀🍀🍀🍀~~~~~~
Sabah gözlerimi açtığımda, dün akşam ki dayağın acayip bir yorgunluğu vardı üzerimde. Yavaşça yataktan doğrulup kalktığımda banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, aynaya baktığımda yüzüm, boynum kollarım heryerim morarmıştı. Allah'ın belası pislik, beni ne hale getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHSEN
ChickLitHerkes hayatının ilk nerede kaydığını dün gibi hatırlar. En güvendiği yerden aldığı o yarayı ve yaranın sahibini daima hatırlar. Seni bir ömür boyu unutmamak boynumun borcu olsun.. 🥀🥀🥀 #hiraizerdüş ~~~~~~🍀🍀🍀🍀~~~~~ Ben bu hayattan çok birşey...