BÖLÜM 18: SÖZ

61 6 0
                                    

" - Sena ben sana zarar vermiyorum ki, sen sana zarar verilmesine izin veriyorsun. Yapma, yaptırma o zaman. Bak Sena kendine çeki düzen ver ki, bana kendini verki seni bu dünyanın en mutlu kadını yapim, nolur benim çabaladığım gibi sende çabala ve bu hayatı bize yaşanılabilir kıl, olur mu? "dediğinde gerçekten hayret edercesine ona baktım.

Bu nasıl bir rahatlıktı, bu nasıl bir vicdansızlıklı. Tamam artık anlaşılmıştı, ben bu evde bir saat daha durmayacak bu gece Mardin'i terk edecektim.

~~~~~~~~~🍀🍀🍀🍀~~~~~~~

Gerçek özgürlük neydi? Gerçekten rahat bir yaşam, kendi kararların arkasında duran bir kadın nasıl da böyle can hıraş acılar yaşayabilirdi... Zaman sadace Sena'nın hatrına kötü dönmüyordu. Zaman herkese en acısı şeyler yaşattırıyor, insanı acınası durumlara düşürüyordu.

Mahsun'a ne yaptıysa yaranamamıştı Sena, aksine daha çok şiddet görmüştü, ama bu işin bi dönüm noktası olmalıydı. Şöyle geriye dönüp baktığında aylar öncesi mutlu iken, şimdi dökülen göz yaşlarıyla ve içindeki acıyla sus pus kalmıştı. Bu hayatı asla hak etmiyordu, hatta kimse hak etmiyordu.

#2 Gün Sonra#

Sabah gözlerimi açtığımda üzerimdeki kalın kas yığınını bulmayı beklemiyordum. O günden sonra ne odadan dışarı adım atmıştım, ne de Mahsun'un yüzünü görmek için zaman kollamıştım.

Sabahtan uyuyor gibi yapıyordum, akşamda erken yatağa giriyordum. Birsürede oyunuma böyle devam edecektim. Çünkü yüzlerini görümek midemi bulandırıyordu. Mahsun, arkamda kıpırdamaya başladığında hemen gözlerimi yumdum, ne de olsa sessiz sedasız çıkıp gidiyordu.

Yataktan kalkıp lavaboya yöneldiğinde hiç sesimi çıkarmadım. Aslında artık Mahsun'dan korkuyordum, çüinkü psikopat bir adamın tekiydi.

Yaklaşık yarım saat sonra Mahsun'un sesiyle numaralarımın yemediğini anlamıştım

"- Sena uyumadığını biliyorum boşuna kendini zorlama. Bugün Ferzan'a kız istemeye gideceğiz, şimdi yataktan kalk üstünü giyin ve daha fazla aileme saygısızlık yapma. Bekliyorum." dediğinde hiç istifimi bozmadan yattığım yerde konuşmaya başladım

"-Ben senin ailenden değilim Mahsun, o yüzden saygısızlık olmaz merak etme. " diyordum ama o hiç halden anlamıyordu, beni biranda kucağına alıp ayağa diktiğinde gözlerimin içine bakarak

" - Sena sana bir laf konuştum, yürü hadi. " diyerek kolumdan tutup beni banyoya götürdü.

Klozetin kapağına oturup hiçbirşey olmamış gibi yapmaya devam ediyordum Mahsun oflayarak yanıma gelip

" - Bunu sen istedin Sena" dediğinde hiç birşey anlamamıştım ta ki soğuk su bedenimi bulup çığlık atana kadar.

"-Tamam tamam kalktım, yapma" dediğimde memnun olmuşa benziyordu.


Kahvaltı sofrasına indiğimizde Mahsun elimden tutarak

"-Geç kaldığımız bir el öpme faslı var, ilk önce onu yapalım sonra sofraya otururuz." diyerek ailesinin yanına beni de sürüklüyordu. Tek tek herkesin elini öpüp, bana da öptürdükten sonra masaya geçmiştik.

Şuanda dudaklarımı kesip atmak istiyordum. O sevimsiz insanların elini öptüğüm için kendime kızıyordum. Sofraya oturduğumuzda Nurjin hanım hariç herkes mutluydu, ilk defa Kodak ailesi üyelerini bu kadar neşeli görüyordum. Bedri baba boğazını temizleyerek

"- Bugün akşam Ferzan'a kız istemeye gideceğiz, bunu hepiniz biliyorsunuz. Bugün evin hanımlarına izin veriyoruz, çarşıya gidin üst baş alın. Sena kızım sen de kayınvaliden ile birlikte Sedef kızımıza gereken birşeyler alın. Akşama herşey eksiksiz olsun"

MAHSENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin