0.3

177 20 20
                                    

Cuma günlerinden biriydi yine. Okul günü bitmişti ve öğrenciler eve gidiyor ve ailelerinin onları almasını bekliyorlardı. Jun, Hikaru ve Sakura de bekleyen öğrenciler arasındaydılar. Hikaru, hâlsiz hissettiği için bir an önce eve gitmek istiyordu zaten. Yorgunluktandır diye düşünüyordu küçük oğlan.

"Yarın bize gelip bana ödevlerim de yardımcı olur musun Hikaru?" Diye sordu Jun.

"Annem izin verirse gelirim, yardım da ederim." Dedi Hikaru.

"O zaman ben de geleceğim!" Diye araya girdi Sakura. "Hiç eksik kalma." Dedi Jun, gözlerine kısarak.

"Ne yani? Beni istemiyor musunuz aranızda?"

"İkinize de yardımcı olacağım." Hikaru, iki kuzenin arasına girdi.

"Harikasın Hikaru-kun!" Dedi küçük kız sevinçle. Babasının geldiğini görünce de oğlanın saçlarını karıştırdı ve arabaya doğru gitti. Genzo'dan dakikalar sonra da Jun'un babası ve Hikaru'nun annesi de gelmişlerdi.

"Günün nasıldı?" Diye sordu Sayu, yolda giderlerken. Arabanın arka koltuğunda oturan Hikaru, gülümsedi. "Güzeldi. Matematik biraz zordu ama halledebilirim sanırım. Ayrıca Jun, yarın onlara gidip ödevinde yardımcı olmamı istedi. Gidebilir miyim?"

"Olur." Dedi genç kadın. "Ben götürürüm seni."

"Tamam."

Kısa süren yolculuktan sonra nihayet evlerine vardılar. Cuma günü olduğundan, anne-oğul yatmadan önce komedi filmi izlemeyi de planladılar aynı zamanda. Ama akşam yemeğini yiyecekleri sırasında davetsiz bir misafir gelmişti evlerine. Kim olduğunu tahmin ediyorsunuz.

"Elvis?" Dedi Sayu, bıkkınlıkla.

"Arkadaşımı görmeye geldim." Karşısındaki adam gülerek dedi ama Sayu'nun onu içeri almak gibi bir fikri yoktu. Özellikle son olaydan sonra aralarına mesafe koymuştu.

"Sen rahatsız oldun tabii. Son olay falan ama beni biliyorsun kötü bir niyetim yoktu."

"Ben evlenmeyi düşünmüyorum Elvis." Sayu, dedi. "Yaşamak için bir erkeğe ihtiyacım yok, kendime ve oğluma bakıyorum."

"Elbette bakıyorsun! Sen çok güçlü bir kadınsın. Ben de bu yüzden hayranım sana."

"Oğlum içerde beni bekliyor. Başka birşey yoksa?"

"Size eşlik etmemi ister misin?" Ne yüzsüz bir adam bu!

"İyi akşamlar." Hiç beklemeden kapıyı adamın yüzüne kapattı ve oğlunun yanına döndü.

"Çok havalısın anne!" Dedi küçük oğlan. Annesinin de artık o adamdan uzak durması fazlasıyla hoşuna gidiyordu.

Genç kadın, oğlunun dediğine gülümseyerek karşılık verdi ve sandalyesine oturdu.

"Babamdan başka birini sevmiyceksin değil mi?" Hikaru'nun aniden dediği şeyle birlikte, Sayu öksürmeye başladı. Cam bardağındaki sudan bir kaç yudum aldı hemen.

"Afedersin." Dedi Hikaru. "Ama boğazında birşey kalmadı çünkü henüz birşey yemedin." Annesinin gözlerinin içine baktı, babasından aldığı gözlerle. "Babamı her sorduğumda buna benzer tepkiler veriyorsun, ve ya hiç birşey söylemiyorsun. Anne, ben babamın kim olduğunu bilmek istiyorum!"

"Hikaru.." diyebildi sadece. Ne diyeceğim ki ona?

"Babam beni sevmiyor mu?! Arkadaşlarımın babaları onları çok seviyor. Hatta sınıf arkadaşlarımdan birinin babası ve annesi ayrı. Ama ikisi de onu çok seviyor. Benim babam nerede?!"

"Bilmiyorum.."

"Ne?!"

"Bilmiyorum işte! Yerini ve ya nerede yaşadığını bilmiyorum." Burada değilken bile beni mahvediyorsun Jun!

"Bu hiç mantıklı değil. Neden bizden uzak kalmak istesin?" Bizi istemediği için.

Ayağa kalkarak annesinin yanına ilerledi ve sıkıca sarıldı genç kadına. "Artık onu sormayacağım annecim! Merak da etmeyeceğim. İsterse o beni merak etsin." Aynı şekilde kollarını minik oğluna doladı genç kadın. "Sen yanımda olduğun sürece başkasına ihtihacım yok zaten."

Yaralı Prens~Jun MisugiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin