"Onu tek başına bırakmamam gerekiyordu, hata yaptım!" Genzo, kendini suçlayarak salonun ortasından daireler çiziyordu.
"Biraz sakin olur musun Wakabayashi? Böyle davranarak hiç bir sonuca ulaşamayız."
"SAKİN OLMAK MI? NASIL SAKİN OLMAMI BEKLERSİN?! KIZIM ORTADA YOK, NEREDE OLDUĞU BELLİ DEĞİL! SENİN ÇOCUĞUN KAÇIRILSAYDI GÖRÜRDÜK SAKİNLİĞİ!"
Ağzının payını alan Matsuyama, tekrar oturmuştu kanepedeki yerine.
"Telefonlarınızı açık tutun. Fidye için kaçırdılarsa her an arayabilirler." Dedi Misaki.
"İki çocuğa sahip çıkamadım, nasıl anneyim ben..." Sayu, yanında oturan Maki'nin omzunda hüngür hüngür ağlıyordu. "Kojiro, onları arıyor. Eminim bulacaklardır." Diye kadını teselli etmeye çalışıyordu Maki.
"Kim neden kaçırır.." Misugi'nin durumu da iyi değildi. Kendini nefessiz hissedip bahçeye çıkmıştı. Matsuyama da arkadaşının peşinden gitti hemen.
"Hey, onları sağ salim bulucaz. Biliyorsun değil mi?" Dedi dostunun omzuna elini koyarak.
"Yıllarca oğlumun özlemiyle yaşadım. Bebekliğinde yanında olamadım ve tam herşey düzeldi derken kaybettim onu.. Mutluluk dediğim şey sadece 1 ay sürdü."
"Kimseyi kaybetmedin dostum. Sakın umutsuzluğa kapılma."
Misugi, kafasının içinde kendi düşünceleriyle savaşıyordu. Kim olabilir diye düşünüp duruyordu durmadan. Kim kaçırırdı Hikaru ve Sakura'yı? Kim neden kaçırsın.. Şüphelendiği biri vardı elbet ama kanıtı olmadan ve ya emin olamdan kimseyi suçlayamazdı.
"Elvis olabilir mi dersin Matsuyama?"
"Elvis? Sayu'nun eski komşusu mu? O neden kaçırsın ayrıca sen onu nerden tanıyorsun?"
"Sayu'ya takıktı pislik herif. Konuşmaları, hareketleri..sinirlerimi bozuyordu."
"Tanıyorum onu. Yani çocuk kaçıracağını sanmam."
Misugi, gözlerini sıkıca kapatarak nefesini verdi. "Tanrım, ne olur oğlumu korur, zarar gelmesine izin verme.."
"Sayu'nun sana şu an çok ihtiyacı var Misugi. Onun yanında ol."
Misugi, kafa salladı belirsiz biçimde. Elini üzerindeki tişörtüne götürüp yaka kısmını çekiştirdi. İki el tarafından boğuluyormuş gibi hissediyordu. Bu esnada bağırışma sesleri kopmuştu. Genzo'nun sesiydi. Yeşil gözlü adam evden çıkıyordu.
"Nereye?" Dedi Matsuyama, adamın önünü kesti hemen.
"Cehennemin dibine. Gel!"
"Sokak sokak düşüp çocuğumu arayacaksın?" Misugi, sordu.
"Gerekirse evet! Ben senin kadar rahat olamıyorum Misugi kusura bakma lütfen."
Adamın alay dolu sesi Misugi'yi öfkelendirmişti. Genzo sinirlenince ne dediğini bilmeyen biriydi. Arkadaşları, ailesi adamın bu hâline alışmış olsalar bile bazen gerçekten çok ağır konuşuyordu. Şimdiki gibi.
"Ben rahatım diyorsun? Benim de oğlum kaçırıldı. Ben de senin kadar korkuyorum Wakabayashi." Elinden geldiği kadar sakin kalmaya çalıştı.
Genzo, tekrar konuşmak için hazırlandığında, Matsuyama hemen engel oldu. "Misugi haklı. Gerçekten sokak sokak arayacak mısın Wakabayashi?"
"Evet. Evet arayacağım. Sen rahatsın tabii çocukların yanında. Seninkini kaçırmadılar. Hayır ben neden çocuğumu başkasına emanet edip-"
"Sadece Sakura değil Hikaru da kaçırıldı. Kız zaten perişan hâlde ve eğer onun yanında da böyle konuşup karımı üzersen-"
"Beyler, lütfen durun artık!" Matsuyama, iki adamı olası bir kavga için ayrı tutmaya çalışıyordu. "Bir birimizle kavga etmenin zamanı değil."
Genzo'nun onları dinlemek gibi bir düşüncesi yoktu. İçerde öylece oturmak da istemiyordu. Sadece küçük kızını istiyordu. Bir an önce buradan uzaklaşmaya çalışsa da Matsuyama'nın da kendisiyle gelmesini engelleyemedi.
○ ○ ○
MivAru çiftinin evinde sadece Misugi ve Sayu kalmışlardı. Diğerleri akşama doğru kendi evlerine dönmüşlerdi. Sayu, oğlu kaybolduğundan beri kendinde değildi zaten. Bir kaç bayılacak gibi olmuştu hatta ve bu durumu Misugi'yi fazlasıyla korkutmuştu. Genç kadın şu anda misafir odasındaydı. Saat 22:00 olmak üzereyken telefonuna ard arda mesajlar gelmeye başladı.
Elvis:
Eminim içinde büyükbir endişe vardır tatlım
Elvis:
Gerçi nasıl olmasın.Oğlun sonuçta
Elvis:
Maksadıma ulaşmak için bu yolu kullanmam gerekti Sayu'm ama inan bana hepsi senin için
Elvis:
Ayrıca korkmana da gerek yok! Ufaklıkların her ikisi iyi. Sen şartlarımı yerine getirince oğlun ve arkadaşı serbest kalıcaktırElvis:
Bilirsin, ben sözümü tutan bir adamımdır
Sayu:
Elvis!Sayu:
Ne istiyorsun küçücük çocuklardan?Sayu:
Eğer onlara zarar verirsen
sen ölürsünElvis
Sayu'm biraz sakinleşir misin?
Elvis:
Ben küçücük çocuklardan ne isteyebilirim ki?
Elvis:
Sadece seni istiyorum)
Sayu:
Ne anlatıyorsun
sen sapık herif?!Elvis:
Şimdi kalkıp uslu uslu yanıma geliyorsun. Kendi evimdeyim ve ufaklıklar da burada. Ama polise ya da başkasına haber verirsen sinirlenirimSinirlenirsem de
iki veledin başına hiç iyi şeyler gelmez
Şimdi karar ver güzelim
Kendin mi yoksa oğlun mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Prens~Jun Misugi
RomanceO zamanlar, yapabildiğim tek şey terk etmek oldu. ilişkimi, ailemi, işimi, bildiğim her şeyi terk ettim. parçası olduğum bir dünyada bulamayacağım cevaplar bulmayı istedim. öyle bir dünya ki birçok insanın karmaşık ve mutsuz olduğu bir şeyi temsil e...