Bugün Sayu'nun pastanedeki işi uzadığından küçük Hikaru'yu okuldan almaya babası gelmişti. Kendisi de işten dönüyordu zaten. İkili eve gittikten sonra gereken bir kaç şeyi almak almak için markete gitmeye karar vermişlerdi.
"Elma suyu mu, portakal suyu mu alalım Hikaru?" Diye sordu içeceklerin olduğu dolabın önüne gelerek.
"Bilmem.." diye mırıldandı Hikaru.
"Hangisini daha çok seversin Hikaru?"
"İkisi de güzel bence. Hangisini istersen al."
"Uhm..peki." Misugi, gözucu oğluna bakarak içecek dolabının kapısı açtı. Portakal suyu dolu olan karton kutuyu alarak sepete koydu.
"Bu akşam makarna yemek ister misin? Yanına makarna sosu da yaparım." Dedi Misugi, oğluna dönerek.
"Fark etmez.."
Genç prens, küçük oğlunun bir sorunu olduğunu düşündü. Zaten okuldan gelirken de hiç konuşmamış ve sadece somurtmuştu.
"Senin moralin neden bozuk oğlum?"
"Yoo, moralim iyi!"
"Bana yalan söyleme lütfen." Dedi Misugi, küçük oğlanın saçlarını okşayarak.
"Sonra anlatsam baba?"
"Tamam." Dedi hafif şekilde gülümseyerek.
Misugi'nin listesindeki diğer şeyleri de aldıktan sonra marketten çıkmışlardı.
"Baba, şu tarafda bir park olması lazım. Gidip ordaki banklardan birine oturup konuşsak olur mu?" Diye sordu Hikaru. Elindeki poşetleri arabasına yerleştiren Misugi, oğlunun dediğini onayladı. "Ama önce anneni arayıp gecikeceğimizi söyleyeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Prens~Jun Misugi
RomanceO zamanlar, yapabildiğim tek şey terk etmek oldu. ilişkimi, ailemi, işimi, bildiğim her şeyi terk ettim. parçası olduğum bir dünyada bulamayacağım cevaplar bulmayı istedim. öyle bir dünya ki birçok insanın karmaşık ve mutsuz olduğu bir şeyi temsil e...