1.8

156 10 6
                                    

●Flashback●

Genç kadın, eliyle karnını okşadı. Bebeğinin cinsiyeti bugün belli olmuştu. Misugi ve Sayu'nun bi' oğlu olucaktı. Misugi'ye benzeyen bir erkek çocuk... hayali bile muhteşemdi Sayu için.

Sayu, hastaneden çıktıktan sonra aldığı mavi rengindeki patikleri küçük kutunun içerisine yerleştirip masanın üzerine bıraktı. Akşam yemeği için de güzel hazırlık yapmıştı ve şu an kocasının gelmesini bekliyordu.

Kapı zilinin sesi duyulunca, gülümseyerek ayağa kalktı. "Baban geldi bebeğim." Deyip kapıya yönelmiş ve açmıştı. Misugi, içeri geçtikten sonra tekrardan kapıyı geri kapattı. "Hoş geldin Jun!" Misugi'nin boynuna doladı kollarını.

Genç prens, karısının sarılışına karşılık verip saçlarından öptü. Özür dilerim. "Hadi gel Jun!" Sayu, Misugi'nin elinden tutarak salona doğru çekiştirdi. Misugi'yse elinden geldiği kadar üzüntüsünü gizlemeye çalışıyordu. Ne kadar mümkünse tabii.

"İkimizin de en sevdiği yemeklerden yaptım."

"Kendini yormamaya çalış güzelim." Deyip kadının karnını okşadı. "Bebeğimiz nasıl?"

"Oh.." Sayu, kıkırdayarak masanın üzerine bıraktığı kutuyu Misugi'nin eline tutuşdurdu.

"Bu ne?"

"Aç da gör."

Misugi, kafasını sallayıp kutunun kapağını kaldırdı. Mavi patikler! Adamın kahverengi gözlere heyecanla açılmıştı. "Bunlar mavi..?"

"..yani?"

"Oğlumuz olucak.." dedi ve kadını kollarının arasına aldı.

"Yaa! Dikkatli ol." Sayu, kahkaha atarak Misugi'nin omuzlarından tuttu.

"Afedersin..heyecanımı bastıramadım."

"Kız olsa da aynı tepkiyi verir miydin?"

"Kalbimi kırıyorsun Sayu. Ben ilk günden dedim kız ya da erkek farketmiyor diye."

"Biliyorum.." Kocasının saçlarını okşadı. "Yarın benimle bebek alış verişine gelsene Jun. Mağazalarda o kadar güzel şeyler var ki! Oğluma her birinden almak istiyorum."

"T-tabi.."

Sayu, tıpkı küçük bi' çocuk gibi ellerini çırptı. Çok mutluydu doğal olarak. Misugi'nin kalbi ise kan ağlar vaziyetteydi.

"İsmi Hikaru olucak değil mi? Yoksa Matsuyama seni fena yapar Jun."

"Evet. Matsu'ya söz verdim ve tutmam gerek. Gerçi, verirken uykuluydum ama olsun.."

"Hikaru güzel isim. Bence bu sözü vermen çok iyi."

Akşam yemeğini yedikten sonra, Misugi masayı toplayıp bulaşık işini halletti. Mutfaktan salonda oturan karısına seslenerek:

"Güzelim, istediğin birşey var mı?"

"Sen."

Aldığı yanıta gülmeden edemedi. Islak ellerini sildikten sonra sırtını mutfak tezgahına yaslayıp düşünmeye başladı. N'apıyordu şu an? Gerçekten her şey normalmiş gibi davranıp, yarın da çekip gidecek miydi? Her zaman üzüntüden koruduğu kadını en çok kendisi üzecekti yarın. Ve şimdi de mutlu adam rolü yapıyordu. Aslında rolden çok bu evde, Sayu'yla birlikte belki de hayatında yaşadığı son anlarını mutlu geçirme çabalarıydı bunlar.

Hissettiği ani ağrıyla elini kalbine götürdü. Tişörtünün kumaşını sıkıca kavramışken, dişlerini sıktı. "Lütfen..şimdi olmaz.." Ölmek istemiyorum.. Sayu, onun ölümüne şahit olamazdı. Ya korku ve üzüntüden bebeğini kaybederse? Bu ani ağrı geçtiği gibi elini kalbinden çekti. Bugün kaçıncı olduğunu saymayı bırakmıştı artık. Tezgahın üzerindeki sürahiden kendine su doldurup içtikten sonra salondaki karısının yanına döndü.

Sayu, yanına oturan kocasının dizlerine koydu kafasını. "Ya ben eskiden böyle değildim, şimdi üzerime bir yorgunluk çöküyor kılımı kıpırdatıcak hâlim olmuyor."

Misugi, kadının saçlarını okşadı. "Normal. Hamilesin sonuçta. Hikaru'muz doğduktan sonra düzelirsin."

"Düzelmek zorundayım." Dedi Sayu. "Bebeğe bakmak için enerji gerek. Bebek bakmak çok mu zordur sence?"

"Zorlukları vardır ama inan bana severek yapıcağın için zorlukları göremiyceksin bile."

"Doğru." Gülümsedi. "Sen de bana yardım ediceksin zaten. Birlikte bakacağız."

"..."

Sayu, doğrularak kocasının yüzüne baktı. "Neden sesin çıkmıyor prens bey? Sakın kaçmaya çalışma. Sen bakıcaksın."

"Bakıcam ya.." Misugi, Sayu'nun yanaklarına koydu ellerini. "Sayu'm, ben sana çok aşığım. Ve sen her zaman aşık olduğum tek kadın olucaksın. Bunu biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum tabii."

"Benim en büyük dileğim senin ve oğlumuzun güzel bir hayat yaşaması. Siz benim en kıymetli varlıklarımsınız. Sizin mutlu olmanızı istiyorum.."

"Hamile olan benim sen neden duygusallaştın Jun?" Sayu, kocasının sol yanağını okşadı. "Biz de seninle birlikte mutlu bir hayat yaşamak istiyoruz."

"Ben oldum ya da olmadım. Oğlumuzun yanında ol, onu büyüt. Olur mu?"

"Nereden aklına geliyor bunlar?"

"Söz ver dedim Sayu.."

"Jun, ben çocuğumu elbette büyütüp, ona iyi bir hayat yaşatmaya çalışacağım ama sen neden böyle konuştun şimdi? Sanki...sanki ölecekmişsin gibi konuşuyorsun.."

Misugi, kadını kendine çekip sarıldı. "Bunları üzülmen için söylemedim Sayu, yapma böyle."

"Bir daha böyle konuşma!"

"Konuşmayacağım güzelim.."

Yaralı Prens~Jun MisugiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin