Ellie Goulding - My Blood
🌿
Unutmaya çalıştığımız, bazen ise hatırlamakta zorlandığımız şeylerden kaçarız çoğu zaman. Sorumluluk bizde olduğundan yüzleşmekten korkar, sonuçlarını da biliyorsak en dibe çekiliriz. Yaptığımız şeylerden, en büyük korkularımız doğar aslında. Bunu kendimize biz yaparız, başka biri değil.
Kitabı çalmıştım, bunun iyi bir şey olduğunu söyleyemezdim ama bunu yapmak istemediğimi söyleyebilirdim. Dost bildiğim şeyin aslında dostum olmadığını kabul etmek zordu ama kabulleniyordum.
İçimde bir şey var, beni yönetiyor ve aklımı kaçırmamı sağlıyordu. Yıllar boyu onun iç sesim olduğunu, insanların da böyle yaşadığını zannederdim ama beni kontrol etmeye başladığında artık ipler kopmuştu.
Abimin ve en yakın arkadaşımın ölümünü hatırladım, her şey onlara içimdeki sesten bahsettikten sonra olmuştu. Abim parçalanmıştı, aynı şey arkadaşımı da parçalamıştı. Büyülü bir evrende yaşamasaydık bu sadece saçmalık olurdu ama Sharon'da her şey normaldir.
Kendimi duvar ve Aaron'ın arasından kurtardım. Aaron doğrulup bana yorgunca baktı, kendimi savunsam bile benim yalan söylediğime inanacağı bir ifadeydi bu. Bir elini cebine yerleştirdi ve ondan birkaç adım uzağa kaçan bana baktı. Ben ise sırf anlaşılmasın diye onunla göz teması bile kurmamaya çalışıyordum. Dudaklar yalan söylese bile gözler her zaman doğruyu söylerdi.
"Ne saçmalıyorsun sen?" dediğimde hafifçe güldü. Bir şekilde ondan kurtulmam gerekiyordu, kitap sonuçta bende değildi ve eğer başkası öğrenirse bende olmayan kitabı aramak zorunda kalacaktım. En kötüsü onu geri vermem için zorunda kalacaktım.
"Aida, boşuna çırpınma." dedi durgun bir sesle. Ona inat duruşumu dikleştirip ona bir adım daha yaklaştım. Ateşle oynuyordum ama buna alışmıştım.
"Ben bir şey almadım. Bir kanıtın var mı?"
"Kütüphanede seni gördüm. Kutsal kitapların gizlendiği yerdeydin."
"Tüm kanıtın bu mu? Biliyor musun Aaron, sen de kutsal kitapların olduğu kısımdaydın. Belki de çalan kişi sensindir?"
"Şeytanca bir düşünce, haklısın belki de ben çalmışımdır." Aaron küstahça güldü, o bana gülerek bakarken ben, ona ciddi bir ifade ile bakıyordum. Bir kaçış yolu bulmam gerekiyordu acilen. Kitabın nerede olduğunu umursamıyordum aslında, sadece bende değildi işte. "İkimiz de şüpheliyiz o zaman Kara Balık." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Bana şöyle seslenme, uğursuzluk getirdiğim falan yok!" O an ona doğru sinirle bir adım attım, kolum koridora asılmış resimlerden birine çarpıp resmi düşürdü. Resim çerçevesi kırılırken ikimizin de bakışları kırık resme döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KADEHİ VE AZİZLER | KARANLIK İSYAN 1 |
FantasySonsuz olduğu düşünülen bir okyanusa şeytanın son parçası düşmüş derler, bunun sonucunda o parçanın suya değdiği an yok olduğunu anlatırlar. Bundan çıkarmamızı bekledikleri ders ise kötülüğün her zaman kaybedeceği olurdu. Herilas'ın dünyaya düşen pa...