9.İSYAN- Kaderin Yolu

48 10 3
                                    

🔥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔥

Kaos Akademisi, Kaos gibi güçlü bir varlığın elinden çıkmasına rağmen unutulmuş ve hor görülmüş bir akademiydi. Eğitime önem verilmezdi, derslerden o kadar kaçmama rağmen kimsenin pek umuru olmamıştı. Ceza vermişlerdi ama o cezalar benim kaçmamı engelleyememişti. Sadece kendi vicdanlarını rahatlatmışlardı, bu histen sonsuza kadar kurtulmak için bir hamle yapmamışlardı.

Düzen Akademisi ise böyle değildi, yazdığın yazılar bile altın harflere dönüşürdü. O akademide en büyük büyü bile bu akademide en küçük büyülerden biriydi. Buna bakarak bile aralarındaki o farkı kolaylıkla anlayabilirdiniz.

Kaos öğrencileri, hangi Azize yönelirse yönelsin kaderleri değişmeyecekti. Ya eğitmen ya da koruyucu olacaklardı. Aralarında mühürsüz olarak mezun olanlar da vardı, onların kaderi ise terk edilmişlikti.

Tanrı tarafından terk edilmiş insanlar.

Bunu bozmak istiyordum, insanların kibirli bakışlarını gördükten sonra ne olursa olsun Kaos Akademisi'nin aslında bir hiçlikten daha fazlası olduğunu göstermek istiyordum. Ne olursa olsun, bu maçı ben kazanmalıydım.

Kanatlarımın açısını değiştirdim, rüzgar yüzüme çarpıp saçlarımı geriye doğru savururken hızlanmaya devam ettim. Hemen önümde Aaron vardı, herkes daha yavaş olan perilere doğru uçarken o gidip en hızlı olanı seçmişti. Bu da bir insanı tatmin etmenin en farklı yoluydu. Kolay ile ilgilenmiyordu çünkü onu herkesin yapabileceğini biliyordu. O en zoru istiyordu ve ona ulaşmak onun için çocuk oyuncağıydı.

Ben ise o oyuncağı ondan önce alacak o çocuktum.

"Bunu yaptığıma inanamıyorum." dedim kendi kendime.

"Ne düşündüğünü biliyorum, bunu cidden yapacak mısın?"

"Evet yapacağım."

"Aklını kaybetmiş olmalısın."

"Bunu yeni mi anladın?"

Uçarken arada dengemi kaybediyordum ama kontrolümü yine de elime alabiliyordum. Kanıma hırs bulaşmıştı, bunun varlığı ile her şeyi yapabilirdim. Onun altın kanatlı olup olmaması bile önemli değildi.

Hızımı arttırıp ona yaklaşmayı denedim, hemen önünde bir peri vardı Aaron'ın ama o peri diğerlerinden daha hızlı olduğundan Aaron'ı bile zorlamıştı. Kolayı sevmediğinden direkt zora gitmişti ve bu yüzden de zaten bu perinin peşinden koşan bir ben bir de o vardı.

"Çocuklar, söylemeyi unuttum! Periler arada kendi formlarından dışarı çıkıyor!" Eğitmen Ray'in sesi ile dikkatim dağıldı, kaşlarımı çatık ne demek istediğini anlamaya çalıştım. O an bakışlarım önümüzde duran periye düştü. Artık uçmuyordu, sakince duruyordu. Bunu garipseyerek uçmayı durdurdum ve olduğum yerde kanat çırpmaya başladım. Aaron da benim gibi olduğu yerde durdu, omzunun üzerinden bana bakmaya başladı. Bakışlarımızın kesiştiği an peri yüksek sesle uzun bir çığlık attı.

CEHENNEM KADEHİ VE AZİZLER | KARANLIK İSYAN 1 |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin