(Keyifli Okumalar!!!)
🔥
Odanın içinde dolanmaya başladığımda Adel ve Sayor, tedirgin bir yüz ifadesi ile yatağa oturmuşlardı. İkisinin de bakışları benim üzerimde olduğundan gözleri sürekli bir sağa bir de sola dönüyordu. Ben ise stres içinde yüzüyordum, bir yandan da tırnaklarımı kemiriyordum.
"Zaman ve Herilas bir şeyler yapacak, bir şekilde kontrolü elime almam gerek. O ikisi bir iş çeviriyor ve ben Zaman'a güvenmiyorum." dedim dolanmaya devam ederken. Saatlerdir bu şekildeydim ve artık ikisi de beni takip etmekten yorulmuştu.
"Önce bizimkilerle konuşalım, şuan boşuna stres yapıyorsun."
"Anlamıyorsun Adel, bir gündür bu odadayım ve Herilas'ın sesini duyamıyorum. Eskiden bedenimde bir doygunluk hissi vardı ama artık o da yok. Tamamen ıssız hissediyorum." Bu his garipti, Lord Owen'ın Zaman'ı gördüğünü anladığımdan beri böyleydi.
Sanki terk edilmişim gibiydi.
Hiçlik.
Büyük bir savaşın içine sürüklenmiştim ve o savaşın tam ortasında terk edilmiştim. Elimde ne kılıç vardı ne de kalkan... Benden giden benliğim hepsini alıp gitmişti.
Lord Owen ile konuşmamızın üzerinden bir gün geçmişti. Beni üst kattaki misafir odalarına getirdiklerinden beri kapım pek açılmadı. Sadece arada odama yemek bırakan muhafızlar dışında kimse gelmemişti. Onlar ise yemeği bırakıp sessizce geri gidiyordu, birkaç kez ne olacağını sormuştum ve sadece bir tanesi saat sekizi beklememi söylemişti.
"Ateşi yönettiğimi söyleyip durdu, beni bu savaşın içine attı ama şuan ise yok. Sakin kalamıyorum."
"Lord Owen ile konuşup aklındaki soru işaretlerine son vermen gerek bence, muhafızlarla konuşamaz mısın bunun için?" dedi Sayor.
"Bunu denedim zaten, bana cevap vermiyorlar. Bir tanesi saat sekizi bekleyin dedi ama o kadar kısık ve hızlı konuştu ki şuan acaba kafamda mı kuruyorum diye düşünmeye başladım." Bakışlarım duvardaki saate söndü, bana verilen saate bir saat kalmıştı.
"Ne olacak acaba?" dedi Adel merakla. Şuan onun merakının yüzlerce katı bende vardı. Bu yüzden yerimde duramıyor ne olacağını merak ediyordum. Öte yandan onun gücü ilgimi çekmişti. Kızıl dumanlarla birçok şey yapabiliyordu. Gücünün sınırını merak ediyordum, bu güce rağmen o yaratıkları durduramamasını da anlamıyorum.
Yatağa doğru ilerleyeceğim sırada kapı açıldı. Hızlıca kapıya doğru döndüm ve meraklı gözlerle gelen kişiye baktım. Gelen kişi, o gün Lord Owen'ın arkasında duran kadındı. Kızıl saçlarını omzunda serbest bırakmış, parlak yeşil gözleri ise benim üzerimdeydi. Durgun bakışları bedenimde gezindi odanın ortasına ilerlerken, tam karşımda durduğunda eliyle işaret verdi ve içeriye Adel gibi periler girmeye başladı. Başımı eğip perilere baktığımda hepsinin içeriye birkaç çeşit elbise getirdiğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KADEHİ VE AZİZLER | KARANLIK İSYAN 1 |
FantasiSonsuz olduğu düşünülen bir okyanusa şeytanın son parçası düşmüş derler, bunun sonucunda o parçanın suya değdiği an yok olduğunu anlatırlar. Bundan çıkarmamızı bekledikleri ders ise kötülüğün her zaman kaybedeceği olurdu. Herilas'ın dünyaya düşen pa...