17.İSYAN- Altın Kanatlar Gökyüzüne Aitler
🪶
Keyifli Okumalar!!!!!
Zaman'ın ve Eğitmen Dorothy'nin sesi kaybolduğunda en son kendimi bir çölün ortasında, yıldızları izlerken hatırlıyordum. Zaman yanımdaydı, elleri yanaklarımdaki yaşların üzerinde geziyordu ve sessizce onları siliyordu. Dudaklarında kısık bir şarkı vardı, istemsizce gözlerimi kapatmıştım. Sesi uykumu getirirken bu arzuya boyun eğmiştim.
Önce yanaklarımdaki ellerin varlığı kayboldu, buna sesi de eklenince telaşla gözlerimi açtım. Çölde değildim, Eğitmen Dorothy ve Zaman'ın beni aldığı odadaydım. En son Gilbert'ı bekliyordum, camdan gözüken gökyüzüne bakınca zamanın geçmediği veya geçse bile az bir zamanın geçtiğini anlamıştım. Zaman beni götürdüğünde zaman geçmiyordu ama bazen etrafımdaki olaylar sanki baygınmışım gibi gelişiyordu.
Koridordan adım sesleri geldi, hızlıca kendimi toparladım ve kapıya doğru döndüm. Gilbert, kapıdan içeriye girdi. Nefes nefeseydi, zaten dağınık duran kıvırcık turuncu saçları daha da dağılmış yanakları ise kızarmıştı. Kapıyı kapattı, kapıya yaslandı ve soluklanmaya başladı. Merakla söyleyeceği şeyi bekliyordum, bunu fark ettiğinde elini kaldırdı ve birkaç saniye istedi. Onu beklerken yatağa oturdum.
"Dina ve beni çağırdı."
"Bu tahmin edilebilir bir şeydi. Saçma bir gösteri sundunuz, ilgisini çekeceği ortadaydı."
"Dina öyle davranınca kendimi tutamadım." dedi ve yanıma yaklaşıp yatağa oturdu. Zaten çökmüş olan yatak, onun oturmasıyla daha da çökerken ona doğru yaslanmak zorunda kaldım. "O yaratığın yanında da beni dinlemedi, kendi bildiğinin peşinden koştu."
"Tam olarak ne yaşandı?" dediğimde elini pelerinin içine attı ve katlanmış eskimiş bir kağıt çıkardı. Kağıdı bana verirken yataktan kalktı ve cama doğru ilerlerdi. O ilerlerken katlanmış kağıdı açtım. Kağıdı açtığımda ilk gördüğüm yüz kendi yüzümdü, tüm şehri saran aranıyor ilanlarından sadece bir tanesiydi.
"Bu ilanın buraya gelmeyeceğini düşünmek saçmalıktı." dedi ve elini kıvırcık saçlarının arasına geçirdi. "Şuan o kadının pençeleri içindeyiz. Bize bir teklifi var ve eğer gerçekleştirmezsek bizi akademiye teslim edecek. Akademiye teslim edildiğimiz an neler olacağını biliyorsundur zaten tatlı Aida. Bizler kurtuluruz, babalarımız ve annelerimizin gücü buna yeter ama sen kurtulamazsın. Ya işkence göreceksin ya da idam edileceksin, başka bir yol yok." Onu ilk defa bu şekilde görüyordum, orada her ne yaşandıysa anlaşılan kadının istediği şey oldukça büyüktü.
Ayağa kalktım, ilerlerken bakışlarım kağıdın üzerindeki yüzümdeydi. Şömineye doğru ilerledim, ateşi yakın durdum ve karşısında diz çöktüm. "Kolerta ile aranızda ne geçti?"
"Bizi tanıdı ve direkt konuya girdi. Bizi sadece bir şartla akademiye teslim etmeyeceğini söyledi. İstediği şeyi ona veremeyiz Aida." Gilbert konuşmaya devam ederken kağıdı ateşe yaklaştırdım ve uç kısmını yakıp geri çektim, elimde ateşin kağıdı yavaşça ele geçirişini izledim. İlk başta yavaşça başlamıştı ama ilerledikçe daha hızlanmıştı ve durdurulamayacak bir konuma gelmişti. Yanmakta olan kağıdı ateşe attım, omzumun üzerinden Gilbert'a baktım.
"Lafı dolandırıyorsun."
"Çünkü duymak bile istemeyeceğini biliyorum."
"Bilmediğim bir şey reddedemem."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM KADEHİ VE AZİZLER | KARANLIK İSYAN 1 |
FantasySonsuz olduğu düşünülen bir okyanusa şeytanın son parçası düşmüş derler, bunun sonucunda o parçanın suya değdiği an yok olduğunu anlatırlar. Bundan çıkarmamızı bekledikleri ders ise kötülüğün her zaman kaybedeceği olurdu. Herilas'ın dünyaya düşen pa...