Ebru' dan
Saat 22.25'di.
Telefondaki görevlinin bana dediklerinden sonra telefonu daha fazla elimde tutamadan düşürdüm. Tugay bugün geç kalınca onu aramıştım ama telefona çıkan kişi o değildi . Bana onun hastanede olduğunu söyleyen kişiydi.Karnımdaki hareketlenmeyle elim oraya gitti güç almak istercesine . Kızımda anlamıştı babasına bir şey olduğunu. Ada da hissetmişti Tugayın durumunu sanki.
Ne yapmam gerektiğini idrak edememiştim. Beynim durmuştu sanki.
Sonra evimizden çıkıp şoföre hastaneye gidelim demeyi başarmıştım. Onsuz bu ev boş gelmişti. Onsuz bir daha girmezdim zaten o eve.Hastaneye geldiğimde direk danışmaya gidip Tugayı sormuştum bana odaya aldıklarını söylemişlerdi. Durumu iyiydi o zaman. Elim karnımda 302 numaralı odanın kapısını açtım. İçeri girdiğimde yatakta yatan Tugay'ı gördüm. Uyuyordu hemen yanına gidip elini tuttum. Yanına çöküp başımı eline yasladım. Buraya gelene kadar tuttuğum gözyaşları birer birer döküldü Tugay'ın eline.
"Nolur sana bir şey olmasın. Nolur, dayanamam."
Tugay'ın elinin kıpırdamasıyla kafamı kaldırdım.
"Tugay" diye fısıldadım.
"Noldu bana Ebru neden ağlıyorsun"
"Kaza yapmışsın aptal adam bizi hiç mi düşünmüyorsun sen"
Tugay elini kaldırıp baş parmağı ile gözyaşlarımı silmeye çalıştı.
"Ağlama bitanem. Ağlama kurban olurum" kollarını güçsüzce iki yana açtı.
"Gel buraya kızılım ."
Hemen kollarının arasına girdim.
Özür dileyip başıma öpücükler konduruyordu.
Koklayarak öpüyordu saçlarımı.
Geri çekilip "nasıl oldu kaza?" diye sordum.
"Eve dönüyordum. Karşıdan gelen arabayı görene kadar her şey normaldi. Farkedince direksiyonu kırdım ama ağaçlık alan ve karanlık olduğu için ağaca çarpana kadar nereye gittiğimi görmemiştim. Farlar son anda sıyıp geçtiğim için çalışmıyordu."Bizim kaldığımız ev şehir merkezinin dışındaydı. Eve dönerken otoban kenarında fazlaca orman vardı.
Tugay'ın yaptığı uzun açıklamadan sonra bir süre yüzüne baktım. Kafasında, alnının kenarında bandaj vardı.
Daha fazla bakamadan göğsüne başımı koydum. Üst üste hastaneye gelmiştik ikimizde kısa sürede. Son olmasını diledim.----------
Tugayla geldiğim yeni ortağının evlerinde, aile ile olan iş yemeğinde izin
isteyip lavaboya doğru gitmek için ayaklandım. Koridorda yürürken gelen inleme sesleri ile durdum . Açık kapıdan başımı uzattım ne kadar yanlış olduğunu bilsem dahi. Karşımda gördüğüm kişi
evin en küçük çocuğu olan Cem' di. Rahatsız olduğunu söylerek odasına gitmişti ama şu an hizmetçiyle birlikte oluyordu.Arkamda bir nefes hissedince korktum ama Tugayın parfümünün kokusunu alınca rahatladım. Kulağıma yaklaşıp
"İnsanları dikizlemek ayıp değilmi kızıl?"diye sorunca umursamadan
onun elinden tutup banyoya soktum.
Yakalanmak falan umrumda değildi. Bu adrenalin fazla iyi gelmişti. Aşırı doz heyecandan bayılabilirdim. Hamilelik hormonlarım tavan yapmıştı. Tugay'ı aşeriyordum. Buraya da Tugay'ın arkamdan masadan kalkıp geleceğini bildiğim için gelmiştim, ve bingo yanılmamıştım. O ben nereye gidersem peşimden gelirdi."İnsanlar içerde bizi bekliyor yavrum olmaz" dudaklarını sömürürken Tugayın dediği şeyle 'boşver' dercesine baktım.
"Onlar önce oğullarını yakalarlar merak etme koridorun sonuna gelene kadar."
'Delirmişsin sen' der gibi bakınca omuz silktim.
Kapı tıklanmasıyla birbirimize baktık.
"Tatlılar geldi sizi bekliyoruz canım."
Tugay sırıtıyordu karşımda.
Hay senin canına!
--------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli
RomanceEbru ve Tugay'ın sevgili olduktan sonraki hayatları anlatılıyor. Arada geçmişe dönüşler olacaktır. -Tamamlandı (21.10.23) Zevk#1 İlişki#1 Resim#2 Bebek#6 Hikaye#38