1.4 - Huzur

250 17 5
                                    

"Ben kazanırsam istediğim dövmeyi yaptıracağız bak ona göre."

"Kabul"

Kendime güvenim tamdı ama kısa bir düşündüm sonra kaybetme ihtimalini kafamdan kovdum.

Ebru'yla iddiaya girmiştik blackjack oyununda. Kazanırsa durup durup yaptırmamız için ısrar ettiği cringe çift dövmelerinden yaptıracaktık.
Bu mesele şeref meselesi olmuştu artık

"Ben kazanırsam da ..." Aklıma bir şey gelmeyince sessizlik oldu ortamda.

"Neyse boşver borcun olsun. Açık çek gibi istediğim zaman bir şey isteme hakkı."

Bu ânı ölümsüzleştirmek ve biraz da eğlenmek için iddiayı anlatan bir video çekiyorduk.

Ebru kamerayı bana çevirip
"Tugay bey bize bir söz verecek cayma durumu olması halinde kanıt için."

Gülerek başımı salladım iki yana.

"Söz" diyebildim gülmekten konuşamaz halde.

Sonra da kamerayı ben devraldım.

" Bu güzel kadın da bana söz verecek iddia berabere kalırsa ikimiz de istediğimi yaptıracağız"

Elinin üç parmağını kaldırıp
" İzci sözü" dedi.
Kamerayla hâlâ onu videoya çekerken eğildim ve yanağına sert bir öpücük bıraktım.

"Oh" onun huylanmasıyla geri çekildim ama bu seferde sımsıkı sarıldım.

Bu kadın yüzünden temas bağımlısı olmuştum ama sadece ona.

Telefon kamerasını kapatıp ikimizi özçekim yapmıştım. Çoğu fotoğrafta ya onu yanağından öpmüştüm ya da kafamı boynuna gömmüştüm.

" Günlük Ebru dozumu aldığıma göre oyuna geçebiliriz."

"Hay hay efenim" bu kadını birgün yemekten çok korkuyordum. Çok tatlıydı.

Ayakta Ebru sırt üstü uzanmış ayaklarını havada sallarken ben de bağdaş kurmuş oturuyordum. Elimdeki kartların sayısını hesaplayarak -17 idi- risk aldım ve ortadaki desteden kart çektim.
Karo 5 çıkmıştı. Hay şansıma tükerim
Ebru sırıtarak elini gösterdi; 20 sayı ile kazanmıştı.

Bu oynadığımız turla birlikte berabere kalmıştık ve artık sıkıldığımız için el sıkışıp beraberliği kabul ettik.

Vücudumda sadece göğsümün üstünde ebrunun adının yazdığı bir dövmem vardı.

Dövme olayını istemesemde -sağıklı beslenip spor yaparak koruduğum bir vücudum vardı- kabullenerek yaptırmak için yola koyulduk.

Ben zaten o üzülmesin diye her şeyi yapmaya hazırdım.

Arabada giderken radyodan yükselen
Evdeki saat - Uzunlar şarkısıyla birlikte Ebru'nun şoför koltuğundaki bedenini izliyordum. Oturduğu yerde müziğin ritmiyle uyumlu hafifçe dans ederek mırıldanıyordu.

"Dikkatli kullan şu arabayı."

Kafa salladı biraz daha yavaşlarken.

" Oğlumu kullanmana izin verdim bebeğim değerimi bilesin ha"

'Bilesssiin' aklımdan geçen replikle güldüm.

Ortamdaki eğleceli müzik bitince romantik- hüzümlü karışık bir şarkı çalmaya başladı.

'Sözlerin, gözlerin
Ellerin yalnız benim için
Düşlerim, gülüşlerim
Hayallerim yalnız senin için'

Nakarat kısmında Ebru'da bir anlık bana dönüp tekrar önüne dönerek eşlik etmeye başladı kısık bir sesle.

EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin