"Koca ayı, senin acil dinlenmen lazım."Salona girdiğimde çizgi filme bakarak ağlayan Ebru'yla şaşırmıştım.
Çizgi filmde ağlanacak ne bulmuştu acaba."Güzelim yine niye ağlıyorsun?"
Kendini yıpratıp üzmesine sinir oluyordum.
"Koca ayı maşa'yı* kandırdı, aslında hasta değil ama maşa onu hasta sanıyor ve oradan oraya koşturup yardım etmeye çalışıyor. Yazık maşa'ya!"
Ben senin derdini, biz de derdimiz var sanıyoruz. Ah Ebru ah.
"Ağlama artık, üzme kendini nolursun."
Gülmeden onu teselli etmeye çalışmak çok zordu. Sinirim bozulmuştu.
"Koca ayı sonunda hatasını anlar merak etme."
Hevesle başını kaldırdı.
"Özür diler, barışırlar değil mi o zaman?"
Onlar küsmeden derdine düşmüştük.
En azından dert edindiği şeyler küçük şeylerdi. En büyük sorununun hep bu olmasını diledim."Gel buraya Ebruli."
Yanına oturup sağ kolumu havaya kaldırdım. Hemen kolumun altına girdi. Arkamıza yaslanıp beraber çizgi filmin devamını izlemeye başladık.
Onun derdi artık bizim derdimiz olmuş dâvâmız için kol kola vermiş çizgi filmin sonunun nasıl tatlıya bağlanacağını bekliyorduk. O rus yapımcılar hele bir Ebru'yu ağlatacak bir son yazmış olsunlar benden kulaklarını çınlatacak okkalı bir küfür hak edeceklerdi."Lan o tekli koltuk nasıl uzadı."
"Al işte beli tutuldu, ilahi adalet, hasta numarası yaparsan."
Çizgi film olayını fazla ciddiye almıştık sanırım ve söylemem gerekirse koca ayı o kadar da haksız değildi. Maşa onu rahat bırakmıyordu ve belki hasta olursa gelmez diye düşünmüştü sanırım. Ama maşa ona bakmaya başlayınca hasta numarası yapmaya devam etmişti.
Ebru'nun da dediği gibi sonunda beli tutulmuştu ayının. Artık gerçekten hastaydı.
"Şu maşa da ne yaramaz kızmış ama bir o kadarda tatlı."
"Ah" Ebru'nun elini karnına koymasıyla ben de elimi elinin üzerine yerleştirdim.
"Ada kıskandı seni biraz sanırım."
Günün en sevdiğim kısımlarından biri Ebru'yla sarılmak ama bir diğeri de Ada'nın tekmeleriyle kendini gösterdiği zamandı.
"Kıskanma babam, kendi kızım varken elin kızını ne yapayım ben."
Sanki anlayacakmış gibi konuşunca
tekme atmayı bıraktı bence anlıyordu babasının sesini._________________
14.16
Resim odasında bana verdirdiği pozla oturuyordum, Ebru tablomu yapmak istemişti. Eğer ressam bir sevgiliniz varsa bu durumlara alışık olurdunuz.
Sanatçı ruhu ortaya çıktı mı beni alıp buraya getirirdi. Elinin altındaki hemen ulacağı tek model bendim, o da beni kullanıyordu. Ama Ada gelince onun da tablolarını yapmak isteyeceğinden bahsediyordu.Sergilerinde benim resimlerimi kullanmaktan kıskansada emeğini göstermek adına kendi duygularını bastırıyordu ama benim resmimin olduğu tabloyu satışa sunmuyordu.
Bunu bende istemezdim. Allah korusun bir adamın duvarına asılırdım falan , düşünmek bile istemiyordum.Zil çalınca beni durdurup kendi açmaya gitti. Evin içine görevli almak istemiyordu ısrarla. Yanlız olmamızı istiyordu. Yemekleri falan da kim müsaitse aramızdan o yapıyordu. Diğer işler içinde dâhildi bu durum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli
RomanceEbru ve Tugay'ın sevgili olduktan sonraki hayatları anlatılıyor. Arada geçmişe dönüşler olacaktır. -Tamamlandı (21.10.23) Zevk#1 İlişki#1 Resim#2 Bebek#6 Hikaye#38