Stüdyoda ışıkların altında Ebrunun göğüsleri ortada ve bana bakıyorken ne yaptığımızı sorguladım. Bu kadını kıramamaktan nefret ediyordum.
Hamilelik çekimi istemişti. Fotoğrafçı kadının sesini duyunca daldığım yerden kafamı kaldırdım."Birbirinize sarılıp başlarınızı birbirinizin omuzlarına koyun."
Dediğini yapıp Ebru'ya sarıldım. O halimizin de fotoğrafı çekilirken kafamı geriye çektiğimde Ebru'nun uyuyakaldığını farkettim. Bu kadar kısa sürede nasıl uyumayı başarmıştı.
Doğru zaten sevişme sırasında uykusunun geldiğini söyleyince ikinci bir tur sevişmemiz yalan oluyordu, oradan biliyordum. Ama Adakızım için değerdi.Fotoğrafçıya mola vermemizi söyledikten sonra o odadan çıktı.
Mis gibi kokusunu içime çekerken bu kadını hak edecek ne yaptığımı düşünmeye başlamıştım ki boynumdaki ıslaklıkla şaşırdım. Uykusunda bile beni yalamayı nasıl becerebiliyor bu kadı hayret ediyorum bazen.
Ebru uyanana kadar öyle durduk. Hafif kıpırdanmayla başını kaldırıp nerde olduğunu sorgular gibi baktı sonra aklı yerine geldi.
"Ben nasıl uyuyakaldım ya?"
"Onu bana sorma bilmiyorum çünkü"
"Sende beni uyandırmadın?"
"Kıyamadım."Bana hayatımda görebileceğim en güzel mavi bakışlarla baktı. Bu an hep sürsün isterdim.
Beni nazikçe öptü. Geri çekilip teşekkür etti.
"Önemli değil yavrum, senin için her zaman"
"Canımsın sen" deyip mest olmuş olan bana sarıldı.
Daha karnı o kadar şişmemişti. Bu sarılmaların tadını çıkarmam gerekiyordu.
Elimi karnına koyup okşadım.Stüdyoya geri gelen fotoğrafçıyla dış mekan çekimlerine geçtik.
-----------
İki dakika lavaboya gitmiştim ve döndüğümde masamızın başında bir adam dikiliyordu.
Ebrunun elinden herhangi bir yüzük olmadığı için erkekler anında asılıyorlardı. Karnı da zaten fazla belirginleşmemişti beşinci ayın ortalarındayken normal olup olmadığını doktorumuza sorduğumda Ebrunun minyon tipli olması nedeniyle karnının çok belirgin olmamasının normal olduğunu söylemişti. Karşımdaki adam da yanında benim olmamı fırsat bilip hemen yanına gelmişti Tabi kızıl mavi gözlü bşr hatun her erkeğin hayaliydi. Amı bile kırmızı tüylüydü. Bunu hatırlayınca aletim sertleşti. Bu gece bu kızıl çok yorulacaktı ama önce bu karşımdaki arizona kertenkelesini def etmeliydim.
Ebru'nun sıkıntılı yüz ifadesi bile bu herifi dövmem için yeterliydi. Daha fazla burada durmadan yanına hızlıca varıp
Ebru'ya seslendim beni farketmesi için.
"Bitanem" bana dönüp gülümseyen hatunumla adamın sırıtışı soldu.
Ama hemen toparlayıp
" Ağabeyin mi ?" Diye bir umut sorunca sırıtarak ona döndüm ve cevap Ebru' dan geldi "Eşim"
Bozulan adama daha fazla bakmadan omzuna çarpıp Ebru'nun yanına oturdum ama adam hala ısrarla bekliyordu.
" Ben sizi ilk gördüğümde kardeş sanmıştım yüzükte görmeyince Ebru'yla bizdi eski tanışığız."
Çıkışta bu adamı yakalarsam bir tane kafa atmak artık bana hak olmuştu. Kafamı Ebru'ya çevirip sorarcasına baktığımda sonra anlatırım dercesine baktı. Ardından Ebru elini anlamasını istercesine karnına götürüp hafifçe geriye yaslandı. Ortaya çıkan karnıyla adam daha şaşırıp sonunda gitmek aklına gelmiş gibi iyi akşamlar dileyip gitti. Piç herif."Kimdi o? Nereden tanışıyorsunuz?
Ben gelmeden önce sana ne diyordu o herif?"
"Yavaş" sorarcasına bakmaya devam ettiğimi görünce ısrarıma daha fazla dayanamadı. Zaten sormasam da bir süre sonra kendi söylerdi ama ben dayanamazdım o kadar.
"Güzel sanatlar fakültesinden bir üst sınıftı. Sadece merhabalaşırdık bazen. Sonra çıkma teklif edince arama mesafe koymuştum."
Açıklaması beni daha da sinirlendirsede belli etmedim kızın suçu yoktu.
Kendime gelmem ve sakinleşmem için elimi tuttu küçük elleriyle. Ellerimizin biribirine olan uyumu ilgimi çekerken sakinleşmiştim bile çoktan.-----------
Eve geldiğimizde kapıdan girer girmez kucağıma almıştım. Duvara yaslayıp öperken kırılma sesi geldi. Yere baktığımda çerçevenin yere düşüp kırıldığını görmüştüm. Sırıttım. Kaldığım yerden devam ederken odaya kadar gidemeyeceğimi düşünüp çamaşır odası daha yakın olduğu için oraya girdim.
Çamaşır makinesinin üstüne Ebruyu oturttuktan sonra lambayı söndürdüm.__________
Sabaha karşı uyuduğumuz için Ebru hala uyuyordu. Uyurken onu seyretmek terapi gibiydi. Elim benden habersiz havalandı onun kızıl tutamlarına kondu. Uçlarını parmaklarımın ucumda çevirirken uyanmasın diye dikkat ediyordum. Bazen onu görünce yüreğim sızlıyordu, ağlayasım geliyordu. Bakınca içi titrer miydi bir insanın benim titriyordu. Bir kadın daha nasıl sevilirdi.
Frida kahlo; Birinin beni çok sevmesi, benim için pek bir şey ifade etmiyor. Ben daha çok nasıl sevdiğiyle ilgileniyorum. Mühim olan yormadan sevmek, güzel sevmek. Ben bu sözlere katılıyordum ama bir eksiği vardı. Çok sevmekde güzeldi. Karşındaki de seni seviyorsa işte içi giderdi o kişinin. Biz sevginin iyi kısmındaydık. Ayrılık tarafına bir kere düşmüştük ve çok kısa sürmüştü ama ölüm gibi gelmişti. Daha çok araf. Ne ileri gidebiliyordun ne geri. Sıkışıp kalıyordun. Mesela ben onu koruma bahanesiyle yalan söylemezdim. Ya da benim sevmediğim bir şeyi yapmayınca bana ayak uydurmak değilde saygı duyardı. Çünkü her iki tarafta adım atarsa sağlam olurdu zemini ilişkinin.Göz kapakları titreşirken uyanışını seyrettim.
Önce aralık dolgun ve kırmızı dudakları kapandı. Çipil çipil bakan mavi gözleri her uyandığında olduğu gibi hemen beni aradı. Bulduğundaki rahatlamaya şahit oldum. Zarif elleri yanağıma dokundu, okşadı. Tebessümle kıvrıldı dudakları. Günlük rutin olan şeyler bile benim çok hoşuma gidiyordu. Kızımın olduğunu öğrendiğimden beri isteğim Ebru'nun kopyası olmasıydı. Kızıl saçlı ve mavi gözleri olan bir kız çocuğu.
"Günaydın bitanem."
Yanağımı sulu bir şekilde öptükten sonra kafama kollarını sardı." Uykumda bile seni özledim."
"Öyle mi yavrum?"
"Hı hı " kısık mırıldanmasını duymuştum.
Kafamı göğsüne yasladım. Sıkıca sardım onu, sarmaşık gibi.
"Bebeğim."
"Hı"
"Hı ne Ebru? Sabah lügatında bu mu var sadece?"
"Uyanamadım hâlâ ben." Kafasını yastığa gömüp boğuk gelen sesle konuştu.
"Ben seni uyandırırım şimdi." Kafamı boynuna gömüp derin bir nefes çekerek onun kendine has kokusunu içime çektim, öptüm. Sonra daha dayanamayıp hafifçe ısırdım. Çenesine doğru öpücükleri devam ettirirken Ebru altımda kıvranıyordu. Dudakladını öptükten sonra, burnunun üstünü de öptüm. Bir elimi belinin altında bir elimi bacaklarının altına geçirip kucakladım onu. Banyoya giderken Ebru da eliyle boynumu okşuyordu. Bu kadınla her sabah güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli
Storie d'amoreEbru ve Tugay'ın sevgili olduktan sonraki hayatları anlatılıyor. Arada geçmişe dönüşler olacaktır. -Tamamlandı (21.10.23) Zevk#1 İlişki#1 Resim#2 Bebek#6 Hikaye#38