1.3 - Davet

374 20 7
                                    


Tugay

"Az önce aradılar ve genç iş adamları derneği toplantısına çağırdılar. Beni başkan seçmek istiyorlarmış."

"Öyle bir dernek olduğunu bile bilmiyordum. Gidecek misin?" Dalga geçerek söylediği şeyle ben de güldüm,
'bilmiyorum' der gibi dudağımı bükmüştüm. Vaktim olursa ayıp olmasın diye uğramaya çalışırdım.

Fermuarını kapatmaya çalışan Ebru'ya yardım etmek adına arkasına geçtim.

"Bana bırak yavrum. "

"Çok iyi olur sevgilim, bu elbiseyi ilk aldığım zaman fermuar kolay kapanıyordu."

İşimi bitirip saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra arkasından sarıldım.

"Ada durmadan büyüyor karnında yavrum, ondan olmamıştır. Sen hala çok güzelsin fıstık gibisin maşallah."

Kollarımın arasında döndü, yanağıma öpücük kondurduktan sonra çekildi.

Ebru'yu kendi ekseninde ellerinden tutarak bir tur döndürdüm. Ve ıslık çalarak onu süzmeye başlamıştım, uzun kollu midi boy koyu yeşil bir elbise giymişti. Muazzam görünüyordu gözüme şu an. Güzelliğine dalıp gitmiş ve cevap vermeyi unutmuştum. Ah kalbim.
Sonra muzip tavırla işaret ve baş parmağımı birleştirip öpmüştüm, beğeni işaretiyle aşağı yukarı sallamıştım. Bu hareketime gülmüştü.
Onun süzme işimi bitirdiğimde cevap verebilmiştim sonunda.

"Önce kendi lansmanımıza gidelim de"
Başını salladı.

"Hazır mısın?"
"Evet. Sen?"
"Bir şu kravatı bağlayamadım, yardım eder misin güzelim?" diye sorarak elimdeki kravatı ona uzattım. Yanıma gelip elimden siyah kravatı aldı.

O kravatımı bağlarken beline elimi koyup konuşmaya başladım.

"Bora mesaj atmış yurtdışından dönmüş, lansmana onu da çağırdım."
"Uzun süredir Bora'yı görmemiştik iyi yapmışsın."
Başımı onaylamak istercesine salladım.

İşi bitince geri çekildi, başına bir öpücük kondurup teşekkür ettim.

)))))))))))))))

20.33

Tanıtımı yapılan arabanın modeline 'ATE 23 evouge ' ismini vermiştik ve fikri ben sunmuştum. Ada, Tugay ve Ebru.

Konuşmamı yapmak için alkışlar eşliğinde -bu durumdan çok utanmıştım-
masadan kalkıp sahneye doğru ilerleye başladım. Ceketimin düğmelerini iliklemeyi unutmamıştım.

Boğazımı temizledikten sonra derin bir nefes alıp ışıkların altında konuşmaya başladım. En son arabayı Ebru'ya ithaf ettikten sonra sahneden indim. Ebru'nun yanına gidince yanımda olduğu için teşekkür mahiyetinde sarıldım .

"Vay vay kimleri görüyorum. Kardeşim n'aber?"

Bora'nın sesiyle birbirimizden ayrıldık. Bora Ebru'ya dönerek devam etti konuşmasına:
"Yenge hanım ve Ada hanımlar nasıllar?"

Yüzümdeki gülümsemeyle 'hoşgeldin kardeşim' deyip sarıldım. Özletmişti kendini pislik herif. Benden sonra Ebru'ya da sarıldı.

"İyiyiz asıl sen nasılsın? Yoktun uzun süredir kaçak."

"İş güç be yenge hanım."
Ona ifadeni sonra alacağım bakışı attım o da anladı hemen.

"Aldım güzel haberinizi kuşlardan. Tebrik ederim kardeşim. Hem lansman için hem çocuğunuz için. Allah analı, babalı büyütsün."

"Amin, Eyvallah Bora."
Teşekkürler."

Bora benim yetiştirme yurdundan çıktıktan sonra iş hayatında tanıştığım ve sonradan dostum olan kişiydi.

Yan tarafımdan gelen sesle başımı o tarafa çevirdim. Siktir bunun ne işi vardı burada. Kim çağırmıştı. Cansu; eski kız arkadaşım. Yıllardır görmemiştim onu. Ta ki bugüne kadar.

"Tebrikler güzel konuşmaydı."

Ebru sanki durumu anlamış gibi kasıldı.
Çok fazla kız arkadaş olaylarına girmemiştim. Birkaç kişi vardı onları da Ebru'ya anlatmıştım ikimizinde çok sarhoş olduğu bir gece. Sonra o gece sarhoşken yaptıklarımız geldi, dün gibi aklımdaydı.

Ortam daha da gerilmeden dikkatimi buraya verip aklımdakileri unutmaya ve Cansu'yu geçiştirip yollamayı planlıyordum ki Cansu konuşmasına devam etti.

"Kızın olacakmış."

Ebru onun kendisini kâale almadan bana bakarak konuşmasına iyice sinirlenmişti.
Önüme geçerek kendini gösterdi, imalı bir teşekkür etti.

Bu sırada suskunluğunu koruyan Bora'ya yardım etsin diye bakınıyordum ki olayların karışacağını düşünmüş olacak ki ortamdan sıvışıp gitmişti bile hırdız herif.

Cansu ona cevap vermeyip umursamama çok bozulmuştu.

Ebru onu kovar gibi "Tebriğini ettiysen gidebilirsin. Tugay gördüğün gibi laflarını pek takmıyor." Dedi.
Dişli hatunum benim. Eve gidince anlından öpmeyi kafama yazdım.

Cansu sinirden kızarınca kaçarcasına yanımızdan ayrıldı.

Ebru:1 Cansu: -10 . Cansu zaten ağzıyla kuş tutsa da eksiden çıkamazdı. Sonuna kadar hanımcıydık.

Ebru o gidince bana döndü ve dudağıma küçük bir buse kondurdu.

"Aferin, bu o kızla konuşmadığın içindi."

Gecenin ilerleyen saatlerinde yanıma gelen her insanla konuşmaya çalışıyordum. Gözüm ilerde esmer bir hanımefendiyle flörtleşen Bora' ya takıldı, ava çıkmıştı şerefsiz herif.
Sırıttım.
Bir yandan da gözümle Ebru'yu konttol ediyordum. Sonra yanında onunla konuşmakta olan onur konuğum yetiştirme yurdu müdüresi Aysel Hanım'ı gördüm. Hoşgeldiniz demek için yanlarına gittim.

"Hoşgeldiniz Aysel hanım."
"Hoşbuldum Tugay oğlum. Biz de hanımınla konuşuyorduk."

Elimi Ebru'nun beline yerleştirdim ve şakağından öptüm.

"Seni böyle gördüm ya artık gözüm açık gitmem oğlum."

"Allah korusun o nasıl söz Aysel sultan.
Hem beni büyütüp üzerimde bu kadar emeği olan kadın bu kadar erken mi pes ediyor?" Eğilip elini öpüp başıma koydum.

Tekrar doğrultuktan sonra Ebru'nun yanına geçip elini tuttum.

"Allah evladınızı sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin inşallah."

'Amin' dedik Ebru'yla aynı anda.
Aysel Hanım'la bir süre daha sohbet ettikten sonra evine gitmek isteyince şoförle yolladım.

Ebru'da belli etmese de yorulmuştu. Herkese geldikleri için teşekkür edip geceyi sonlandırdım.

Araba hala gelmediği için şoförümüz Hasan abiye artık gelmesine gerek olmadığını belirten mesajı yazarken Ebru'yu göğsüme çekmiş yürüyordum otoparka doğru. Arabayı tanıttıktan sonra buraya çekmişlerdi. Valeden anahtarı istedikten sonra uykulu Ebru'yu ön koltuğa yavaşça bindirip emniyet kemerini taktım. Yanağına buse kondurup şoför koltuğuna oturdum ben de. O kadar tatlı duruyordu ki dayanamadım ve arabayı çalıştırmadan önce eğilip gözleri kapanmak üzere olan Ebru'nun yanağını hafifçe ısırdım, sert ısırmamama rağmen kızarmıştı yanağı hemen. Uykusunda bile elini karnından çekmiyordu. Onu korumak istediğini ve kaybetme korkusundan yaptığını anlıyordum.

Gecenin karanlığında radyodan gelen müzik eşliğinde orman yolundan giderken bir elim Ebru'nun elinde tek düşündüğüm onları ne kadar çok sevdiğimdi.

EbruliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin