5. kekeme

277 30 31
                                    














+ Yaşamak, oyalanmaktır.

+ Yaşamak, oyalanmaktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Sahibine verilmeyen mektup

Kıvranan balık suyu istemiyor. Kıvranıyor balık, su istemiyor. Neden istemiyor ki. Suyu sevmiyorum. Sıcağını soğuğunu, temizini kirlisini, çoğunu yada azını, suyu sevmiyorum. Yalan söyledi. Yalan konuştu duymuyor musun. Su konuşur mu? Benimle konuştu. Ağaçları kestiler bugün, bahçeyi kazıdılar. Ölü varmış, kargalar ölmez. Dinlemediler beni... Söylemediğimi düşünüyorsun ama söyledim dinlemediler beni. İnsanlar kendi zihinlerinden başkasını dinlemezler zaten, yinede söyledim. Onlar kağıt, ben cevap aradım. Tamam sus... Sus! Yorulmuyor musun konuşmaktan. Sus artık. Hanginiz konuşuyor ayırt edemiyorum.
İnşirah hangisi senin sesin...
Soru sorma. Konuşma benimle. Hak ettim. Ben yaşamayı hak ettim. İnanmıyorum, inanmayacağım. Beni neden var ettin? O bana dedi ki asla boşa karalamazmışsın yaşam sayfasını. Üzerimi çizdin. Ben ne yaşadım. Neden yaşadım.. O kadını neden dahil ettin ahıma. Onun gözlerinin neden gözlerime denk getirdin... Sen beni anladın, anladın da ben anlayamadım. Çok insan var. Bahçeyi kazıyorlar, ölü varmış. Katili bulurlar mı?

Artık bulsunlar...

21 Aralık|Akıl tamirhanesi

Buhran Eroğlu



Bir varmış, bin yokmuş...

O zamanlar varlık sınavında binbir yokuş, insanın kendi içine tek bir varış yolu bile yokmuş.Yürünemez olan yollardan çok yoldaşlarmış, gün gün tamir edilen ise kaldırımlar..
Geçmiş diye isimlendirilen hüzünlü bir diyarda ormanlık alanlarıyla ün salmış, İstanbul'un daha çok yaşlı kesiminin temiz hava bahanesiyle tercih ettiği Beykoz semtinde yaşam süren dört kişilik bir aile varmış. Bu aile, aile kavramının tahrip edilmesine ön ayak oluşlarından bihaber suç işleme mahareti yüksek fertler barındırıyormuş içerisinde. İkramiyeden kırk yıllık hatır kazanma korkusundan kahve içmek bir suçmuş örneğin, tarağın masa üzerine konulmaması, parmakların kirli olması, yorgun veya mayışmış bir ifadeyle evde gezinmek, daha doğrusu evde gezinmek, yokmuş gibi yaşamak ve yanı sıra varlığını ev ahalisine hissettirmemek, sıcak içecekler içememek, tırnak uzatmak, sıcak suyla değilde ılık suyla banyo yapmak ve daha nicesi..

Zinhar avukatlığının yapılamayacağı ve af kabul etmeyen bu suçları ucu ucuna kenetleyerek bir kaç kilometre yol alınabilir fakat, bahsi geçen suçların en tahammül edilemeyeni aile fertlerinden bir kişinin nefes alışveriş seslerinin duyulur olmasıymış. O kişinin yaratılış gereği nefes alıp veriş seslerinin dışarıdan işitilir seviyede süratli olması bile aile hukunun yazılı olduğu büyük kitapta suç olarak kayda geçilmiş.
Tabi zaman aktıkça kanunu yazanlar tarafından bunun neden suç kabul edildiği unutulmuş lakin adına yazılan kanunu unutmak o kişi için pekte mümkün olmamış.
Zira unutanlar genelde hükmü koyanların kendisidir, unutamamak ise yaşayanların laneti.

MuhalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin