İnşirah..
Bir gün yazdığım her bir satırı okuyacağını hisseder gibiyim. Bana kirli gelen bu defterin sayfalarını dokunacaksın titreyen ellerinle. Ellerimden satırlara akan siyah mürekkebi göz yaşlarınla dağıtacaksın biliyorum.
Eğer olurda bir gün bulursan bu defteri, umarım geç kalmamışsındır. Yitirdiğim aklıma uyup rastgele bir gün kendime kendi ellerimle hüküm vermeden bulmuşsundur beni.
Bul beni..
Yaşamak istiyorum geç kalma.
Bana yaşamayı öğret İnşirah, adının anlamını bahşet..Belki de herşeye rağmen geç kalır, seni anlattığım, kimi zaman kendime kızdığım bu cümleleri okuyamazsın bile. Kim bilir belki bir gün seni anlattığım her bir cümleyi yakarım kör bir kirbitle. Kalmaz geriye benden geriye hiçbir his, hiçbir anı..
Sen yinede bak gözlerime anla, bana rağmen geç kalma bana.İkna et beni İnşirah.
Bana yaşamam için sebepler türet..Buhran Eroğlu
Daima gürültünün dilsizliği haykırır bir gün yok olacağımızı. Kimi zaman bir âmânın göz kapaklarının gizlediği karanlıkta buluruz varlık arayışını. Varız biz. Ama yalnızca yokluğun ispatı olan varlıklarız. Bir gün toprak bile çiğneyip yutacakken cesedimizi, ısrarla tek bir nefes hakkına bile dilenen insanlarız..
Her birimiz hayatın rastgele koparıldığı sayfalarına kıvrılan cümlelerden ibaretiz. Bundan sebeptir bedeni insanlığa hüküm süreninde, açlıktan ölenin de hayat defterinin ilk satırlarında yazan cümle bellidir.Sınavın:
Yaşamak kavgası, yokluk kaygısı..İnsan yaşarken kavga ediyor devamlı. Çatışıyor, hırpalanıyor..
Ailesiyle, çevresiyle, düşünceleriyle, iktidar ile, inançlar ile, kilometrelerce uzağında olan bir başka ülkede yaşanan zulümün müsebbipleriyle, hatta aynı rengi gördükleri, aynı asrın zulmünü yaşadıkları halde aynı asrın insancıklarıyla kavga ediyor. Herkesin sesi karşısındaki sağırmışcasına gür. Hâlbuki kendi seslerini kendilerine duyurma çabasında olduklarından habersizler. Kimse karşısındakini muhatap almıyor. Herkesin kavgası, gürültüsü, hırpalayışı kendisine..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhal
General FictionBu kitap ben tarafından yarım bırakılan hayatların avucuna bırakılan bağışlanma isteğidir.. Yazmayı unutan adamın âhı, kendini milyon defa anlatmaya çalışan kadının duyulmayacak olan sesine armağandır. "Sana kaybettirecektim, sana kaybettim."