+göğsün yedi göğün meyhanesi inan...
Sahibine verilen mektup
Seninle koca bir ömür geçirmek isterdim. Bir otuz yılda seninle yaşlanmak..
Saçlarıma düşen aklar, her aynaya baktığımda bana maziyi hatırlatan kırışıklıklarım seninle geçen zamanın izleri olsaydı keşke. Seninle çocukken karşılaşsaydık..
Eğer çocukluğumun tek bir anında bile sen olsan, böyle ölü büyümezdim belki. Annemin beni aşağılayışlarından, hakaretlerinden, vuruşlarından, bağırışlarından kaçardım. Babamın annemi sayısız kez aldatışını izlemek, duymak, bilmek yerine, onun benim için hazırladığı acımasız planlarının kurbanı olmak yerine seninle saklambaç oynardım kimbilir. Ormanlıkta ki o cinayeti izlemek yerine, on dördünde katil olmak, ellerim de ki kana kan eklemek yerine ellerini tutar, seninle nefes nefese koşarak mahalleler keşfederdim. Ağlamayı öğrenirdim seninle. Gülmeyi, utanmayı, korkmayı, kekelemeden konuşmayı öğrenirdim..
Özelikle utanmayı ve ağlamayı öğretirdin bana. Hep ağlıyorsun çünkü. Bambaşka güzel utanıyorsun..Çocukken karşılaşsaydık seninle..
O zaman böylesine vazgeçmezdim senden. Yarı yolda bırakmaz, seni rüzgarın şiddetlendiği soğukta öyle bir başına, öyle tek başına bırakmazdım..
Tekde değildin ki. Benden izi kalan masumiyetin vardı. Ardında kalabalığın..Benimle aldığın her nefes, yaşadığın her an, hissettiğin her olanaksız his adına özür dilerim..
Ben pes ettim çünkü, yeminimi gerçekleştirdim. Annemin bana yaşattığını sana yaşattım. Yarım bıraktım bizi..
Üstelik pişman mıyım emin bile değilim..
Tek bir şeyden eminim.
Dokunmaya, kirletmeye kıyamadığım, kalbini benden uzak tutmalıydın..Buhran Eroğlu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhal
General FictionBu kitap ben tarafından yarım bırakılan hayatların avucuna bırakılan bağışlanma isteğidir.. Yazmayı unutan adamın âhı, kendini milyon defa anlatmaya çalışan kadının duyulmayacak olan sesine armağandır. "Sana kaybettirecektim, sana kaybettim."