8.pişmanlık

234 25 10
                                    




+ ağlarken mi uyuyor,
uyurken mi ağlıyor ayırt edemedim

+ ağlarken mi uyuyor,uyurken mi ağlıyor ayırt edemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bölümü yeni yaşıma adıyorum.
22 diğer yaşlara benzeme.
Al götür benden maziyi.
Yeşert dilsizliğimi.
Gözlerimi sonsuzluğa kapatmadan evvel birkez olsun duyayım kendi sesimi.
Birkez olsun hissedeyim aldığım onca kuru nefesi.

25 olduk...
Yazılacak çok şey var da, anlamsız kalıyor artık.
_________________

İçimde kırgınlığın sessizliği,
İçinde sensizliğin gürültüsünü taşıyorum.

Buhran Eroğlu


Buhran Eroğlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sessizlik..
Anlaşılması tarifsiz gürültülü lisanlardan yükselen kırgın kelam, aşmışta zemine kazınmış düşüncelerin sızılarını anlatma şeklidir. Kifayetisiz derler hani. Kelimeler, heceler, harfler kifayetsiz. Her biri sırtlanmaktan korktuğu anlamları susarak anlatmaya çalışırlar.
Sessizliği hece hece yutarak susuyordu çocuk.. Ufak oğlan çocuğu yine bir sonbahar gecesi, yine karanlığın hüküm sürdüğü o depodan farksız beyazlar içersindeki odasındaydı. Dizlerini kendine çekmiş sessizlik orucunun dokuzuncu ayını deviriyordu. Tüm dikkatini beton zeminin soğuğunu içine çeken çıplak ayaklarına vermişti. Ayakları küçüktü, ayakları bu bedene aitti, ayakları nefret edilesiydi.

Üşüyordu. Hisseddip hissetmediğiyse meçhuldü. Aslında hiç sevmezdi soğuğu. Hiç sevmezdi yanlızlığı ama artık daha katlanırdı soğuk. Acı çekmek daha katlanırdı. Ne kadar süre o halde kaldığı ise ikinci bir meçhul. Kaç saat, kaç gün..
Lakin her başlangıcın tatması gereken bir son vardı ve bu şuanki hali içinde geçerliydi. Birgün veya birkaç saat sonra kulağına bir kadının çığlık sesi dolunca bir anda sanki bir felakete şahit olmuşcasına hızla dizlerinden çekti ellerini. Ellerinde asılı böcekler varmışcasına sirkeledi. Gitmedi, geçmedi izler, ellerinin ağrısı dinmedi. Hızla oturuşunu düzeltip oturdu soğuk beton zemine. İlk yaptığı şey ıslak gözlerini korkuyla ellerine değdirmesi oldu. Kaldırdı ellerini. Kaldırıp yüzüne daha da çok yakınlaştırdı kanlı ellerini.

MuhalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin