53.bölüm: Ben Ona Güveniyorum

24 2 0
                                    

53.bölüm.  #benonagüveniyorum

YONCA'DAN...

Korku... İnsanın içine bir anda girip çığ gibi büyüyen bir duyguydu. Benim korkum çığ olmuştu. Meriç'den, kızlardan haber alamamak ve Kemal'e karşı hissettiğim tiksinti benim korkumu büyütmüştü. Ama sevdiklerime dil uzatmış, onları öldüreceğini söylemişti. İşte bu benim içimde ki korkudan çok daha büyük bir duyguyu uyandırmıştı. Cesaret... Hayatım şu an olduğum konuma gelmeden önce bu kadar cesur olabileceğimi bende bilmiyordum. Ama artık sevdiklerimi koruduğum şeyler basit değildi. Onları bir kazadan ya da yaralanmalardan korumuyordum. Ben artık sevdiklerimi silahlar ve mafyalardan korumak zorundaydım. Tek bir kişi hariç... Meriç kozcuoğlu da bir mafyaydı. Ama o çoktan sevdiklerim diye niteledirdiğim insanlar arasında bulunuyordu. Benim onu hem bulunduğu karanlıktan ve o karanlığın içindekilerden hem de ailemin nefretinden korumam gerekiyordu.

Şimdi korumam gereken bir diğer kişi karşımda gömleğinin iliklerini çözüyordu. İnsanın içi titrer miydi korkudan? Benim içim titriyordu. Ben Yatakta doğrulup oturur pozisyona geldiğimde, Kemal gömleğini çıkarıp bir köşeye atmıştı bile. Bana yaklaşıp sertçe bileğimden tuttu.
"Madem bu kadar cesursun o halde sonuçlarına da katlanacaksın! Önce yaramı sar sonra da bir güzel yaptıklarının hesabını öde!"

Birinden ne kadar tiksinebilirsem o kadar tiksiniyordum karşımda ki şerefsizden. İçimde engel olamadığım cesaretle suratına baktım.
" Ben sana dokunmam!" tiz çığlığım odada yankılandığında Kemal kolumu kavrayıp beni ayağa kaldırdı. Yüzü yüzüme çok yakındı. Midem bulandı.

"Meriç olsa yarasını koşa koşa sararsın ama öyle değil mi?"
Bu adam hastaydı. Sorduğu soruya anlam verememiştim. Ama cevabı benim için çok netdi. Başımı dikleştirdim.
"Evet!" dedim gözlerimde ki nefreti saklamadan. Ardından ekledim...
"Ve o beni bulduğunda, senin açmış olduğun yarayı da ben sarıcam!"

Beni aniden yere attığında neye uğradığımı şaşırdım. Az önce elimden kayıp giden bıçağa odaklandım. Yerdeydi... Çok yakındı. Delilikti biliyorum ama kendimi korumam gerekiyordu. Bıçağı elime aldım. Yerde geriye doğru sürünüp tekrar ayağa kalktığımda aramız da ki mesafeyi iyice açtım. Bir kaza çıksın istemiyordum. Ama o alaylı bakışı ve gülüşüyle üstüme yürüdü.
"Yaklaşma!" dedim çaresizce.
Geriye doğru her adım attığımda üstüme yürüdü. Sırtım duvarla buluştuğunda aramızda sadece bir adım bıraktı ve bıçağı tutan elimi havada yakaladı.

"Meriç'in neden sana aşık olduğunu daha iyi anlıyorum şimdi. Aşırı güzelsin Yonca. Çok cesur, yenilmez bir kızsın. Ama aptalsın ve  benden üstün değilsin. Bunu bulunduğun yere bakarakta anlayabilirsin. Şartlarımız eşit değil. Beni öldürüp burdan çıkamazsın. O yüzden bu aptal şovu hemen bitir. "
Ardından elimde olan bıçağı tam şah damarının üstüne getirdi.
"Ya da hemen şimdi öldür beni."

Elimde ki bıçak yere düştü. Her yerim titriyordu. Az önce bana şefkatle yaklaşmaya çalışan adamla karşımda ki adam aynı değildi. Bir maske takmıştı ve maskesi düşmüştü. Ona inanmadığım için şanslıydım.
"Sen" dedim tiksintiyle.
"Sen benim gördüğüm en aşağılık adamsın. Bir gün katil olucak olsam bile senin gibi bir şerefsizi öldürüp elime iğrenç kanını bulaştırmazdım. Senin gibi yüzüme bir maske de takamam ben çünkü O maske de kapatmazdı bu iğrençliği. Tıpkı senin iğrençliğini kapatamadığı gibi... "

Öfke dolu bir bakışın ardından kendimi bir tokatla yerde buldum yine. Ağzımın içinde iğrenç bir tat vardı. Dudağım kanıyordu. Tokatın etkisi ile başım döndü. Ama direnmek zorunda olduğumu biliyordum.
Kemal bıçağı yerden alıp sol bileğimden yakaladı. Gözleri öyle korkunçtu ki...
Bıçağın keskin tarafını avuç içime bastırdı. Avucumu sıkıça kapayıp sıktı. Bağırmadım, sesimi bile çıkarmadan sadece gözlerine baktım. Öfke, kin ve hastalık vardı gözlerinde. Avucumdan akan kanlar yere damlıyordu. Bıçağı elim kapalıyken çektiğinde canım daha fazla yandı. Çığlık atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

İntikam İle aşkın Ortasında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin