49.bölüm: Emanetim

35 5 4
                                    

Meriç hızla aşağı indiğinde Elif ve Yonca'nın birlikte Deniz'i sakinleştirmeye çalıştığını gördü. Aşağıdan da Kerim, Nedim ve Damla gelmişti hemen. Deniz ağlıyarak kapısının önünde Yonca'ya sarılıyordu. Ziya abi de bağrıştan etkilenmişti.

Meriç: Nedim abimi götür.

Nedim harekete geçerken Meriç, Yonca'nın yanına diz çöktü. İki kolundan tuttu ağlıyan Deniz'i.

Meriç: Deniz ne oldu? Bak ben geldim anlat amcana ne oldu?

Deniz kafasını kaldırıp amcasına baktı. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildiğinde herkesin içini acıtacak o cümleyi kurdu.

Deniz: Annemle babamı gördüm rüyamda. Teyzemle sende vardınız.

Ağlaması devam ediyorken Meriç be Yonca birbirlerine baktı. Elif öne geldi biraz.

Elif: E ne güzel birtanem görmüşsün onları. Neden ağlıyorsun?

Deniz: Ama sonra hepiniz gittiniz. Silah sesi duydum arkamı dönüp baktım. Kimse yoktu. Koştum koştum ama sizi göremedim. Sonra teyzem geldi. Ama sonra yine silah patladı teyzem yere düştü. O da annem gibi gitti. Sende babam gibi beni bırakıp gittin amca!

Anlatırken o ağlıyor herkesin gözü doluyordu. Yonca, Deniz'in gözünden düşen bir damla yaşı sildi. Meriç de dağılmıştı anlattılarından.

Yonca: Ama bak uyandın. Her şey geçti biz burdayız. Bak amcan da burda. Hepimiz senin için burdayız. Kimse seni bırakmıyor.

Yonca, Deniz'e sıkı sıkı sarıldı. Bu yaşta hem annesiz hem babasız kalmış ve son günlerde üst üste olaylar yaşamıştı. Böyle olması çok normaldi. Daha küçücüktü böyle şeyler ona herkesten daha ağır gelirdi. Meriç de Yonca da ona bunun ağır geldiğini biliyordu. Çünkü ikisi de ağır imtihanlardan çocuk yaşta geçmişti. Deniz bir kolu Yonca'nın boynundayken diğer kolunu amcasının boynuna attı. Bir süre öyle kalıp ağladı. Nefes alış verişleri sakinleşince geri çekildiler.

Meriç: Gel bakalım buraya.

Meriç elinden tutup ayağa kalktı. Deniz'i odasına götürürken Yonca'ya gelmesini işaret etmişti. Birlikte Deniz'in odasına girdiklerinde Elif arkalarından kapıyı kapatıp yanlız kalmalarını sağladı. Deniz yatağına oturunca bir tarafına Yonca diğer tarafına Meriç oturdu.

Meriç: Bak ateş parçası biz babanla daha çok küçükken ne yapıyorduk biliyor musun? Her zaman gördüğümüz kabusları anlatıp gülüyorduk.

Deniz: Neden ki? Kabus kötü bir şey değil mi?

Meriç: Evet kabus kötü. Ve biz korkmamak için hep gördüğümüz şeyi komikmiş gibi anlatırdık. Bundan sonra gördüğün kabuslarda ağlamak yerine bunu düşün.

Deniz: Ama çok kötüydü nasıl komik olsun ki.

Yonca: Sen eğer onu komik şekilde anlatır ve hayal edersen olur. Birlikte deneyim mi?

Deniz: Olur.

Deniz'in keyfle kabul etmesiyle birlikte Yonca, Meriç'e bakıp bir ortak yönlerini daha keşfetti. Yonca ne zaman karanlıktan korksa korkunç şeyler görür ama bunları hayal ede ede komik bir şeymiş gibi görürdü. Deniz yatağında uzanınca ikisinin de ellerini tuttu.

Yonca: Kapat gözlerini.

Deniz gözlerini kapattığında Meriç tüm dikkatini genç kıza verdi.

Yonca: Şimdi düşün bakalım. Baban ve annenle kocaman bir bahçedesin. Sen salıncakta sallanıyorsun onlarda gülerek seni izliyorlar. Düşündün mü?

İntikam İle aşkın Ortasında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin