Yavaşça belini salla 'Sunki

biz büyük bir aileyiz

Annem büyük bir restoranda yemek yememizi önermişti. Sola, Konon, Riki, ben, Jungu, Riki nin babası, Annem, Annemin müstakbel kocası, ve onun sapık oğlu; aileden olmasa bile Jay hyung, Sunghoon hyung, Heeseung hyung, Jake, Jungwon ve Beomgyu da yemekte vardı.

Masada tam 15 kişiydik. Aile bireyleri birbirleri ile tanışma falan yapıyorlardı işte. Saçma bir olay dönüyordu ortada.

Sunghoon ve Heeseung hyung un mahkemesi sürüyordu. Onların Jino ya açtıkları mahkemede sürüyordu. Şuan Sunghoon hyung un karşısında Jino vardı. Sunghoon hyung sağında Beom, solunda Heeseung hyung vardı. İkisi, daha doğrusu üçü birbirlerine kirlenmiş bir şekilde yemek yiyorlardı.

Masanın başında annem oturuyordu. Kraliçe olduğunu belli ediyordu.

Jay hyung ve Jungwon bizim karşı tarafımızda oturuyorlardı. Jay hyung benim karşımda, sağımda Jungu solumda Sola vardı. Sola nin yanında ise Riki vardı.

Karşı tarafta, Riki nin babası, yanında Jino, Jino nun yanında kendi babası, onların yanında Jay ve Jungwon ikilisi, onların yanında Konon diğer yanında ise Jake vardı.

(Anlatamadım, hadi size soru. Burada kim nerede oturuyor? Çizip bana Instagram dan atın)

(Kimse uğraşmayacak)

Kyowon, annemin müstakbel kocası, birden ortaya para konusunu atmıştı. Riki nin babası da hemen övünmeye başlamıştı. Benim şirketim var arabam var diye. Saçma sapan bir konu dönüyordu.

Ben konuya katılmadım Riki de katılmadı. Diğer herkes para konusu dönünce konuşmaya başladılar. Konon a baktığımda masanın altından birisi ile mesajlaşıyordu. Sırıtıp masanın altına girdim. Herkesin odak noktası şuan Kyowon olduğu için kimse beni fark etmedi. Riki nin de uykusu olduğu için beni fark etmemişti.

Jungu ve Sola zaten restoranda ki oyun alanlarında oynuyorlardı.

Masanın altından yavaşça Konon un yazistigi kişinin ismine baktım. Soojin?

Yoksa bu her gün stüdyoya gelen ve Konon dan dans eğitimi alan kız mıydı? Bu kızdan bi kere süphelenmiştim. Ama Riki ile ilgilenmediğini görünce süphelenmeyi bırakmıştım.

Ne yazdıklarına da bakmıştım. Canım aşkım cicim. Saçma sapan aşk konuşuyorlardı.

Soojin Konon dan 6 yaş kadar büyüktü. Ama yaş sadece bir rakamdır. Riki de benden 1 yaş küçük ama ben dert etmiyorum. Edecek bir insan değilim çünkü.

Eden de maldır yani. Kim demiş uke seme den büyük olamaz diye.

(Ukelik ve semelik ile alakası yoktur)

Geri dönüp giderken yanlışlıkla kafamı masaya vurmuştum. Ah demiştim, o sırada örtü açılarak birisi bana bakmıştı. Konon.

Tam ne yapıyorsun burada diyecekken sus işareti yapmış ve yavaşça masanın altından kalkmıştım.

Aile yemekleri çok sıkıcıydı. Birden ayağa kalkmıştım.

"Evet arkadaşlar gençler olarak Seoul un güzelliklerini keşfetme vaktimiz geldi. Yaşlılar burada politika konuşsunlar. Biz gidelim. " Anneme baktım. "Anne Jungu ve Sola ile ilgilenir misin?"

Annem ilgilenirim dediğinde gençler ayağa kalkmıştı. Jino da kalkmıştı haliyle.

Heeseung hyung el kol hareketleriyle "sen hayırdır? Sen gelmiyon yalniz" demişti.

"Hyung bırak gelsin."

Jungwon un konuşmasıyla Heeseung elini indirdi.

"Of neyse ne!"

----

Bir bara gidip oturmuştuk. Biraz fazla içmiştim sanırım. Basım dönüyordu. Birde midem bulanıyordu.

"Ben tuvalete gidiyohm"

Peltek bir şekilde konuşmuştum, ben tuvalet kısmına gidip kapıyı açmıştım. Direkt bir kabine girip kusmustum. Biraz daha iyiydim.

Yüzümü yıkayıp çıkarken içeriye Jino girdi.

"Aslında babamın planıydı ama sana aşık oldum."

Deyip beni öpmeye başlamıştı. Ne olduğunu anlamamıştım. Zaten yarında hatırlayabileceğimi sanmiyordum.

Ben imdat derken kapı tekrar açılmış ve içeri Jay hyung girmişti.

"İmdat-"

Ben bağırırken Jay hyung onu üzerimden çekmiş ve yere atmıştı. Direkt üzerine çıkarak dövmeye başlamıştı.

"Sen." "Nasıl." "Sunoo'ma." "Dokunursun." "Ha?" "Köpek."

Her sözde bir yumruk atmıştı. En sonunda Jino bayılmıştı. Onu bir kabine sokup kapıyı kitlemistik.

Ardından peçeteler ile kanı temizlemistik. Tuvalete atıp sifonu çekmiştik. Jay hyung da elini yıkamıştı.

Ben biraz daha ayılmıştım. Olaylar yarım yamalak aklımda kalmıştı. Jay hyung a baktım.

"Riki nin haberi olmasın lütfen."

"Zaten söyleme gibi bi planım yok, Heeseung ve Sunghoon un kulağına giderse bu sefer nezarethaneye değil hapishaneye giderler. O yüzden bunu istemiyorum. Bu hatırlamaz zaten bişey. Sorun yok yani."

Kafamı salladım ve tuvaletten çıktık.